Adım Adım Berlin-Müzeler Adası, Pergamon Müzesi, Bundestag, Checkpoint Charlie- ARABAYLA BERLİN #2

Pergamon İslam Sanatı Müzesi

Mşatta ve diğer güzellikler

Merdivenler ile yukarıya çıktığımızda Berlin Müzeleri-Pergamon İslam Sanatı Müzesinde de yine çok güzel eserleri görme fırsatını yakalıyoruz. Bunların arasında yer alan Ürdün’ün başkenti Amman yakınlarında bulunan 8. yüzyılın ortalarına doğru yapıldığı kabul edilen Emevi Sarayı, Mşatta’nın kaleyi andıran kalın duvarlarının çok ince işçilik gerektiren taş süslemeleri bizleri adeta büyülüyor.

   Sırada yine bizden, 13.yüzyılda yapıldığı bilinen Pergamon Müzesi Konya Beyhekim Camii mihrabı bulunmakta. Bu güzel çini mihrap da 1907 yılında yerinden sökülerek pek tabi yasa dışı yollardan Almanya’ya getirilmiştir.

Abbasi, Emevi,Selçuklu, Osmanlı dönemine ait eserler ile devam ediyoruz.   İznik çinileri, Suriye Halep’ten Halep Odası, çeşit çeşit halı ve kilimler.

Kısacası Pergamon bize yakın, Pergamon bize tanıdık, Pergamon adeta bizden. Eğer  Arabayla Almanyada yolunuz  Berlin’e düşerse mutlaka görülmesi, gezilmesi gereken müzelerden. Ne yazık ki müzede yenileme çalışmaları başlıyor bu yüzden Pergamon Altarı tam anlamı ile 2025-26 yılında ziyarete açılacakmış. Müzenin Kuzey Kanadı ve Helenistik Sanatlar Salonları da bundan etkilenmekte. Antik İran, Sümer anıtlarına erişmek mümkün değil. Ishtar Kapısı, tören yolu, Milet Pazar Kapısı, ve İslam Eserlerinin bulunduğu Güney Kanat ziyaret edilebilir.

Gittik, Gördük, Hayran Kaldık, Hüzünlendik

Berlin Müzeleri-Pergamon Müzesinde gördüklerimiz bizi etkilemiş vaziyette ayrılıyoruz. Yıllar içinde elin oğlu kendisine tarih yaratmak için çabalamış, olanın kıymetini bilmiş, olmayanı bir şekilde yurduna getirip, koruyup günümüze getirmiş. Ülkemin değerleri ülkemde kalması gerekirken kaçırılmasına kimi zaman göz yumulmuş, kimi zaman üç, beş çanak, çömlek diye önemsenmemiş, kimi zaman talan edilmiş ama ne yazık ki kıymeti yeterince bilinmemiş hala da bilinmiyor. Kimileri iyi ki gitmiş böylece korunmuş diye düşünürken, kimileri de bunlar bizim topraklarımıza ait, bizde kalmalıydı diye düşünüyor. Taş duvarlar, betonlar arasına sıkışmış eşsiz güzellikte eserlere bakarken pek tabi etkileniyorsunuz ama esas ait olduğu topraklarda gezseydik aralarında kim bilir nasıl bir etki bırakır, nasıl bir dünyaya götürürlerdi bizleri.

Düşlüyorum Bakırçay’ın suladığı ovaya hakim tepenin üstünde duran heybetli  Zeus Sunağının merdivenlerine tırmandığımı, düşlüyorum bir zamanlar Büyük Menderes Nehri alüvyonlarla doldurmadan dört limana birden sahip Miletos’ta muhteşem Güney Agora Kapısından girdiğimi. Sonra hatırlıyorum memleketimde önce kuma sonra suya gömdüğümüz Bergama’nın hemen yanı başındaki Allianoi’yi, suların altında boğulan Hasankeyf’i, dibinde jeotermel kuyu açılan Magnesia’yı, kurşunlanan, gözleri oyulan, parçalanan heykelleri, yağmalanan mezarları, restorasyon diye maymuna çevrilen yerleri. Ne yapayım geliyor işte aklıma…

Berlin Katedrali (Berliner Dom)

Berlin Gezi Rotamızın devamında  Pergamon Müzesinden ayrılarak dün yürüdüğümüz Ihlamurlar Altında Caddesinin devamı caddeye gideceğiz. Caddeye çıkarken solda 1894-1905 yılları arasında Schinkels’in katedralinin yerine Hohenzoller Hanedanlığı için inşa edilen Berlin’in en büyük Ptotestan Kilisesi, Berlin Katedrali (Berliner Dom) bulunuyor. Katedralin içinde 16.-20. yy ları arasında vefat eden Hohenzoller Hanedanlığı mensuplarına ait 90’ın üzerinde lahit bulunuyormuş.

Berlin Katedrali Açık Olduğu Zamanlar

Katedralin açık olduğu saatler bireysel etkinliklere göre değişiklik gösterebilmektedir bu yüzden ziyaret saatleri için katedralin ana sayfasından veya tarihlerden bakabilirsiniz.

Berlin Katedrali Giriş Ücreti 2020

Tam       : 7,00 €

İndirimli : 5,00 €

Berlin Lustgarten Parkı

Berliner Dom’un yan tarafı, burası aynı zamanda Altes Müzesinin önü oluyor, ortasında fıskiyeli bir havuz bulunan kocaman bir yeşil alan. İnsanların yine çimenlere yayılmış oturduğu park Berlin Lustgarten Parkı.

Humboldt Forum-Humboldt Box

Berlin Gezi Rehberimize göre caddenin karşısında modern bina interaktif sergilerin yer aldığı Berlin Humboldt Forum . Sergileri sabah 10.00 dan akşam 7.00’ye kadar gezebilirsiniz. Berlin Humboldt Foruma Giriş ücretsiz. Ayrıca binanın terasında bir şeyler içerek mola verebileceğiniz, müze gezmekten yorulan ayaklarınızı dinlendirirken Berlin Müzeler Adası manzarasının tadını çıkartabileceğiniz bir kafe bulunuyor.

Berlin DDR Müzesi

Berliner Dom ile aynı sırada Spree Nehrinin diğer tarafında kalan bina ise Berlin’in en ilginç müzelerinden DDR Müzesi. Eğer Doğu Almanya’daki yaşamı merak ediyorsanız ve zamanınız varsa Berlin DDR Müzesi es geçmemeniz gereken müzelerden. Müze klasik müzelerden değil, tarihi dokunarak deneyimleyebileceğiniz eğitici, öğretici bir müze. Bu yüzden de Berlin’in en çok ziyaret edilen müzelerinden.

DDR Müzesi Ziyaret Saatleri

Yılın 365 günü açık olup her gün 09.00-21.00

DDR Müzesi Giriş Ücreti 

Tam      : 9,80 €

İndirimli: 6,00 €.

Biletinizi online alırsanız seçtiğiniz günde 5.50 €’ya gezmeniz mümkün.

Parlamento Binasını ziyaret edeceğimiz zamanın gelmesini beklerken Berlin’in gezilecek yerlerinden buralarda olanlara bakalım diyoruz. Adayı geçince caddenin adı Karl-Liebknecht-Straße olmuş. Caddeye çıkınca ileride sağda 14. Yy’da Barok tarzda yapılmış Protestan Berlin Marien Kilisesi (Marienkirche) ve günümüzde Branderburg Kapısı gibi birleşmiş Almanya’nın sembolü olarak kabul edilen Berlin simgelerinden Berlin TV Kulesi  gözüküyor.

Berlin TV Kulesi (Berliner Fernsehturm)

1965-1969 yıllarında inşa edilen kule 368 metrelik yüksekliği ile Almanya’nın en uzun yapısıdır. Berlin Alexander Meydanının yanında yer almasından dolayı Alex Kule de denilmekte olan kulenin 203. metresinde bir panoramik seyir terası olup 207. metresinde ise her yarım saatte bir tam tur dönen restoran bulunmaktadır.    Kuledeki seyir terası; Mart ayından Ekim Ayına sabah 9.00 dan gece yarısına, Kasım Ayından Şubat Ayına sabah 10.00’dan gece yarısına kadar açık.

Berlin Televizyon Kulesi Giriş Ücretleri: Tam 22,50 €, 4-16 yaş arasına 13,00 € dur. 4 yaş altı çocuk ücretsiz.

Neptün Çeşmesi-Neptunbrunnen

Fernsehturm’un Müzeler Adası tarafındaki parkın ortasında çevresini insanların sardığı çok güzel bir çeşme Neptün Çesmesi yer alıyor. 1891’de yapılan fıskiyenin ortasındaki heykel Roma tanrısı Neptün’ü, çevresindeki dört kadın heykel ise çeşmenin yapıldığı dönemdeki Prusya’nın dört büyük ırmağını ( Elbe, Ren, Vistula, Oder) simgeliyormuş. Berlin Neptün Çeşmesi yazın sıcak günlerinden birini yaşamakta olan Berlinliler ve Berlin’e gelen sıcaktan bunalmış turistleri fıskiyesinin suları ile bir nebzede olsa ferahlatmaya çalışmakta.

Parkın bir diğer tarafında yer alan kırmızı renginden dolayı hemen dikkatleri çeken bina ise 1861- 1869 yılları arasında Rönesans mimarisi ile inşa edilmiş Berlin Kırmızı Belediye Binasıdır.(Rotes Rathaus).

Alexander Meydanı- Alexanderplatz

Fernsehturm’un diğer yanındaki meydan ise başlangıçta hayvan pazarı olarak düşünülmüş, 1805’te Rus Çarı I. Alexander’ın kente gelişi şerefine, Alexanderplatz olarak adlandırılmış. Meydan, kendi adını taşıyan gar yapılması ile daha da önem kazanmış.

Alman Parlamento Binası-Bundestag

Artık Alman Parlamento Binasındaki randevumuzu kaçırmamak için yola koyulmanın vaktidir diyoruz ve otobüse binip Bundestag’ın önündeki durağa varınca iniyoruz. Binanın önünde yer alan kulübeye girerek internetten aldığımız biletlerimizi gösteriyor, sıramızın gelmesini bekliyoruz.

Parlemento binasını gezmek ücretsiz, biletler gezme zamanınızı ayarlamak için veriliyor. Biletinizi uygunsa kulübeden de alabilirsiniz ama dedim ya o zamanki doluluk durumuna bağlı bekleyebilir veya hiç gezemeyebilirsiniz de. Alman Parlamento Binasına İnternetten rezervasyon yaptırmak için ise; Bundestag online rezervasyon

Bundestag, sabah 8.00 den gece yarısına kadar gezilebiliyor. Son ziyaretçiyi ise 21.45 de alıyorlar. 15 dakikalık aralarla ziyaretçi kabul ediyorlar. İçeri girince verilen elektronik sesli rehberleri kulağınıza takıp kubbede helezon şeklindeki merdivensiz gezinti yoluna girip yavaş yavaş kubbenin yukarısına kadar çıkıyorsunuz.

Sesli rehberlerde Türkçe seçeneği mevcut. Sesli rehber Alman Parlamento Binasında biz adım attıkça Bundestag’ı tanıtıyor ve o andaki bulunduğumuz yerden görünen Berlin hakkında detaylı bilgi veriyor. Kubbenin merkezinde konumlandırılan açılı aynalar ile gün ışığı altta bulunan parlamento ana salonuna yansıtılıyor böylece parlamenterlerin doğal ışık altında çalışmaları sağlanıyormuş. Ana salondaki çalışmalar varsa buradan görmeniz mümkünmüş.

Cam kubbede Berlin’i seyrederek yürüyüş güzeldi, bir yerde biraz fazla oyalanınca kulaklığın hadi artık yolunuza devam edin gibilerden uyarması da eğlenceli yanı oldu. Aslında zaman olsa da burası birde gece gezilse diye düşünüyorum ben. Işıklar altında bir Berlin güzel olmaz mı?

Berlin Sinti Roma Anıtı

Arabayla Avrupa turu 2014‘de Bundestag’dan ayrılınca hemen yanındaki Tiergarten’e dalıyoruz. Önümüze Nazilerce katledilen Romanların anısına İsrailli Dani Karavan’ın havuz biçiminde tasarladığı Sinti Roma Anıtı çıkıyor. Berlin Gezi Rehberine göre havuzun ortasında bulunan üçgen levha, Nazilerin tutsakları ayırt etmek için kullandıkları üçgen işaretini sembolize ediyormuş. Üçgen levha üzerindeki taze çiçekler de her gün yenileniyormuş. Havuzu çevreleyen panolarda yazılar ve fotoğraflar yer almakta.

Tarihçi Joseph Tenenbaum toplamda en az 500.000 çingenenin Naziler tarafından öldürüldüğünü bildiriyor. Bazı tarihçiler ise bu rakamın 1 milyona çıkabileceğini söylüyor. Yahudilere uygulanan tüm katliam şekilleri eksik yanları kalmasın diye çingenelere de uygulanmış, Einsatzgruppen adlı seyyar infaz birlikleri çingeneleri gördükleri yerde öldürmüşler. Hatta çukur kazıp gömme işi uzun zamanlarını aldığından ve çok mermi harcandığından toplama kampları kurma yoluna gitmişler. Ah şu Almanlar her işleri hesap kitap. Parlamento binasının dibinde katledilenler için anıt yapan Almanlar yaşayan Romanların ise ülkeye gelişinin önünü kesmek için ellerinden geleni ardına koymamakta. Bari öldürdüğünüz, pardon Nazilerin öldürdükleri kadar alsaydınız ya. Belki o zaman diktiğiniz anıtlarda samimiyetinizi sorgulamazdık.

Charlie Kontrol Noktası- Checkpoint Charlie)

Bu akşam Berlin Gecesini yaşayacağımız akşamlardan. O yüzden buralarda oyalanacağız ama hava tam kararmadan soğuk savaş döneminde Berlin Duvarı’ndaki en bilindik geçiş noktası olan Charlie Kontrol Noktasını görmek için Berlin’in en bilinen caddelerinden Friedrichstraße’ye gidiyoruz. Checkpoint Charlie sadece müttefik askerleri, büyükelçiler, bu kişilerin aileleri, yabancılar, Federal Almanya’nın Demokratik Almanya’daki temsilcileri ve çalışanları ve Demokratik Alman üst düzey yöneticileri yani daha eşit insanlar! tarafından kullanılıyormuş.

Charlie ismi NATO Alfabesinde C’nin simgesiymiş. Berlin’de Doğu- Batı geçiş noktaları arasında Helmstedt (Alpha) A, Dreilinden (Bravo) B noktalarından sonra üçüncü geçiş noktasıymış. II. Dünya Savaşından sonra 27 Ekim 1961’de oluşan gerginlik neticesi Sovyetler Birliği ve Amerikan asker ve tankları bu noktada karşılıklı olarak tek kurşun atmadan 16 saat boyunca beklemiş. Alimallah o kurşun atılsaymış bugün tarih kitaplarında III. Dünya Savaşını mı okurduk artık bilemem. Söz konusu gerginlikte karşı karşıya gelen panzerleri tasvir etmek için kapıya 1998 yılında Frank Thiel tarafından hazırlanmış Sovyet ve Amerikalı asker portreleri yerleştirilmiş.

Bizim varmamız akşamı bulduğundan turistler ile para karşılığında fotoğraf çekilen asker üniformalı kişiler mesailerini bitirip dönmüşler anlaşılan, rastlamıyoruz.

Berlin Mauer Müzesi

Checkpoint Charlie Kontrol Noktasının Batı tarafında Mauer Müzesi bulunuyor. Müze 13 Ağustos 1961’de duvarın inşasına tepki olarak 19 Ekim 1962’de insan hakları savunucusu Dr. Rainer Hildebrandt tarafından küçük bir apartman dairesinde oluşturulmuş. Zaman içinde ziyaretçilerin fazlalığı nedeni ile günümüzdeki yerine taşınmış kurulduğu günden itibaren gazetecilerin, protestocuların, kaçış organizatörlerinin üssü olmuş. Müzede, Berlin Duvarı hakkındaki bilgiler ile birlikte kaçışların, yaşam ve ölümün trajik hikayelerini de öğreneceksiniz.

Her gün 9.00’dan 22.00’ye kadar açık

Berlin Mauer Müzesi Giriş Ücretleri 2020

Tam: 14,50 €, Öğrenci: 9,50 €, (7-18 yaş): 7,50 € , 6 yaşa kadar ücretsiz

Terörün Topografyası Müzesi (Topographie des Terrors)

Charlie Kontrol Noktasına 5 dakikalık yürüyüş mesafesinde olan Terörün Topografyası Müzesini de atlamayın. Nasyonal Sosyalizminin siyasi muhaliflerinin yurt içinde ve dışında takip edilmesinin, yok edilmesinin, soykırımın organize edildiği, Gestapo ve SS merkezinin bulunduğu bina yıkılarak, bunlar hakkında bilgilerin verildiği daimi sergi yerine dönüştürülmüş. Her gün 10.00-20.00 arası açık

Terörün Topografyası Müzesine Giriş Ücreti: Ücretsiz.

Berlin’deki 2. Günümüzün akşamında Pariser Platz’dayız. Turistler yine meydanı doldurmuş, güzel, keyifli bir Berlin Gecesinin tadını çıkarıyorlar. Branderburg Tor’un ışıklandırılmış hali ile fotoğraf çektirmek için birbirleri ile adeta yarışıyorlar. Eh! haksız da sayılmazlar.

   

Senede bir defa daha önce hiç görmediğin bir yere git.   -Dalai Lama-

Halkın Ekmeği

Bilin: Halkın ekmeğidir adalet.
bakarsınız bol olur bu ekmek,
bakarsınız kıt,
bakarsınız doyum olmaz tadına,
bakarsınız berbat.
Azaldı mı ekmek, başlar açlık,
bozuldumu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.

Bozuk adalet yeter artık!
Acemi ellerle yuğurulan, iyi pişirilmemiş adalet yeter!
Yeter katıksız, kara kabuklu adalet!
Dura dura bayatlayan adalet yeter!

Bolsa insanın önünde ekmek, lezzetliyse,
gözler öbür yiyeceklere yumulsada olur.
Ama her şey bollaşmaz ki birdenbire…
Bilirsiniz, nasıl bolluk doğurur ekmek:
Adaletin ekmeğiyle beslene beslene.

Ekmek her gün nasıl gerekliyse nasıl,
adalet de gerekli her gün,
hem o, günde bir çok kez gerekli.

Sabahtan akşama dek, iş yerinde, eğlencede,
hele çalışırken canla başla,
kederliyken, sevinçliyken,
halkın ihtiyacı var pişkin, bol ekmeğe,
günlük, has ekmeğine adaletin.

madem adaletin ekmeği bu kadar önemli,
onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin?

Öteki ekmeği kim pişiren?

Adaletin ekmeğini de
kendisi pişirmeli halkın,
gündelik ekmek gibi.

Bol, pişkin, verimli.

Bertolt Brecht Şiiri

Araba ile Avrupa Turu Yolculuğumuzda 16. Günün Berlin’de 2. Günün Sonu.

Araba ile Avrupa Turu Yolculuğumuzun 17 Günü ►►►  Berlin III  ◄◄◄ ile devam ediyor.

Leave a Comment