”Yaşla bilgelik, seyahatle anlayış gelir” Sandra Lake
Arabayla Avrupa Seyahatinde şimdiki rotamız, Yunanistan Alexandroupoli (Dedeağaç), üzerinden Bulgaristan.
Arabayla Bulgaristan Gezisi İçin Yaptığımız Hazırlıklar.
Yeşil Pasaportlarımız hazır.
Vize sorumuz yok.
15 Günlük Araç Yeşil Sigortasını Bulgaristan üzerinden yaptırdık.
Kendi aracımızın kaskosuna yurt dışı zeyilnamesi yaptırdık.
2 kişi için 15 günlük yurt dışı sağlık sigortası yaptırdık.
2 kişi için yurt dışı çıkış harcı ödedik.
2 telefon için 15 gün geçerli Turkcell Gezgin Avrupalı paketi aldık.
Yurt dışında internet kullanımı için e-sim aldık.
Bulgaristan karayolunu kullanmak için online olarak vinyet aldık.
Kredi kartlarını yurt dışı alışverişine açtırdık.
Bulgaristan para birimi levaya çevirmek için yanımıza bir miktar TL ve euro aldık.
Yolluklar hazırlandı.
Aracımız 2020 model VW transporter camlı van zaten yolculuk için hazırdı.
07/07/2024 Pazar
Bugün yolumuz Eskişehir’den Bursa’ya kadar. Esas yolculuk yarın.
08/07/2024 Pazartesi
Arabayla Bulgaristan Turumuz Başlıyor
Rotamız Çanakkale üzerinden İpsala Sınır Kapısı’ndan geçilerek Yunanistan.
Alexandroupoli’de ”Dedeağaç” balık molası, vakit kalırsa deniz keyfi.
Konaklama Dedeağaç’da, Komotini’de ”Gümülcine”, veya Bulgaristan’a geçilerek Kirkovo’da ”Kızılağaç” yapılacak. O zamanki duruma göre karar vereceğiz.
Sabah 08.00 gibi yola çıkıyoruz. yolda aracın göstergesi Add Blue azaldığı uyarısı veriyor. Yakıt almaya durduğumuzda ilave ettiriyoruz. İpsala’da yakıt deposunu doldurmayı ihmal etmiyoruz.
Sınır kapısına geldiğimizde günün ilk sürprizi ile karşılaşıyoruz.
Gördüğümüz kadarı ile Yunanistan’a balık yemeye giden yalnız biz değilmişiz 🙂
Biz öğlende Yunanistan hayalleri kurarken Meriç Nehri’ni geçtiğimizde saatler 16.35’i gösteriyor. Haliyle Yunan tarafında da bir süre bekliyoruz ve nihayetinde artık Yunanistan’dayız.
Günün ikinci sürprizi (kötü sürprizi), internet kullanımı için aldığımız e-sim sonunda zar zor aktive oluyor. Oluyor olmasına da, verim sağlamıyor.
e-sim aktive edelim derken zaten akşam olmuş karnımızda acıkmış. Dedeağaç sahilde ilk bir saati 2€, sonraki her saati 1€ olan ücretli park yerine aracımızı park edip, sahil yolunun bir gerisindeki parallel sokakta yer alan Zourafa Restoran’da kendimize güzel bir balık ziyafeti çekiyoruz.
Geceyi Bulgaristan Kirkovo’da ”Kızılağaç” geçirmeye karar veriyoruz.
Dedeağaç’dan çıktığımızda saatler 21.00’i geçiyor. Hava kararmaya yüz tutmuş.
Dedeağaç’a gelirken otoyol gişesinde 2,20 € ödemiştik. Komotini’ye ”Gümülcine” gelmeden de 1,60 € ödüyoruz. Yunanistan yolları çok güzel. Gümülcine’den sonra araba Rodop Dağları’na sarıyor. 6-7 tünelden geçerek sınıra varıyoruz. Yunanistan sınır kapısını kaldırmış. Bulgaristan sınır kapısında iki araç var, onlar da hemen geçip gidiyor.
Bizim pasaportlar biraz detaylı incelemede. Aracımız kenara çektirilerek iki görevli tarafından bagaj ve sürgülü kapısı açılarak, buzdolabına bakılarak kontrol ediliyor. Konuşmaları sohbet havasında. Sigara olup olmadığı, Bulgaristan’a ne amaçla geldiğimizi soruyorlar. Sigara kullanmadığımızı ve ülkelerini gezmeye geldiğimizi söyleyince iyi tatiller dileyerek geçmemize izin veriyorlar. Hemen Booking’den Kirkovo Elit Hotel’den yerimizi ayırtıyorum.
Yunanistan’ın geniş ışıklı yolları Bulgaristan’da yerini daha dar ve karanlık dağ yoluna bırakıyor.
Yaklaşık 20 dakika sonra otelimizin önündeyiz. Resepsiyondaki Bulgar Hanım ile google translate aracılığı ile anlaşıyoruz. Ücreti nakit, leva veya euro olarak istiyor. Ödemeyi yapınca odamızın anahtarını verip aracımızı otelin arka bahçesindeki park yerine çekebileceğimizi söylüyor.
Arabayla Bulgaristan Gezisi birinci günümüzde yol yorgunluğumuzu güzel bir uyku çekerek üzerimizden atıyoruz.
09 Temmuz 2024 Salı
Pırıl pırıl güneşli bir güne uyanıyoruz. Otelimizin tıpkı fotoğraflarındaki gibi çiçeklerle dolu bahçesinde biraz zaman geçiriyor otelin sahibi ile ve çalışan hanım ile sohbet ediyoruz. Komotini ‘Kızılağaç’ doğası ile çok güzel bir belde. Yöre insanlarının daha çok tatillerini geçirmeye geldikleri dağ kasabası havası var. Otelimiz belediyenin merkezinde. Hemen yakınındaki Kooperatif Bankasında TL. mizi leveya (bgn) çevireceğiz.
Otelde çalışan hanımın, bankaya giderken karşılaştığımız kişilerin Türk olduğunu anladığımızda, hatta yolu sorduğumuz kişinin Kirkovo Belediye Başkanı ve Türk olduğunu öğrendiğimizde hem çok şasırıyoruz hem de seviniyoruz.
Başkanın ekibinden bir bey bize bankaya kadar eşlik ediyor, veznedar ile Bulgarca konuşarak, para çevirirken bize çok yardımcı oluyor. Ayrıca bize kasabaya çok yakın yerde bulunan Yedi Kızlar Camiini görmemizi öneriyor.
Bulgaristan’daki ilk günümüz ve biz daha şimdiden güzel anılar biriktirmeye başlamıştık bile.
Telefonun navigasyonuna 11 km ötedeki Yedi Kızlar Camiini işaretleyerek yola koyuluyoruz.
Nişanlıları savaşta kalan yörenin 7 genç kızının çeyizlerini satarak 1428 yılında yaptırdıkları, iki bölümden oluşan ahşap cami, sonraki yıllarda yapılan eklentilerle günümüzde bölge halkının bayramlarda, özel günlerde biraraya geldikleri yer. Arka bahçesinde 7 kızın kabirleri yer alıyor.
Bahçe giriş kapısının önünde park etme olanağı var. Kapının her iki yanında bulunan çeşme suyu içilebilir. yine her iki tarafda kahve otomatı bulunuyor. Eksilen suyumuzu burada yerine koyuyor, bahçesinin her iki yanında bulunan sıra ve masalarda kahvaltımızı yapıyoruz. 7 kızın ruhlarına değsin.
Bugün gideceğimiz ikinci yer Kardzali ‘Kırcaali’ Üretici Pazarı. Dağ yolunu seçince biraz bozuk yollardan geçiyoruz haliyle. Bulgaristan genelinde yolların oldukça iyi olduğunu belirteyim bu arada.
Kırcaali Üretici Pazarının yakınındaki alana aracımızı ücretsiz park ediyoruz. Vakit öğleni biraz geçmiş. Hava müthiş sıcak. Pazarda Ekser Bey’i bularak ballarımızı alıyoruz. O’nun tavsiyesiyle Enchets’den yukarı otellerin olduğu bölgeye gidiyoruz. Burası baraj gölünün kenarında yer alan az bir düzlükte sıralanmış otellerin olduğu yer. Böyle kalabalık yerlerden pek hoşlanmadığımızdan geri dönerek Stara Zagora’ya ”Eski Zağra” doğru yola koyuluyoruz.
Yolumuzun üzerinde Radievo Köyünden geçerken elektrik direklerinin üzerindeki leylek yuvaları günün güzelliklerinden bir diğeri.
Ertesi gün gezecek çok yerimiz var. Bu geceyi Eski Zağra’da geçirmeye karar veriyoruz ve hemen booking’den otelimizi ayırtıyoruz. Otelimiz Green Hotel şehrin yeni yerleşim yerinde tepe üstünde yer alıyor. Park yeri büyük, güzel bir otel. Girişte kredi kartı kullanarak ödeme yapıyoruz.
10/07/2024 Çarşamba
Kahvaltıdan sonra otelimizden ayrılıyoruz. Rotamız Shipka’ya.
İlk durak Shipka Anıt Kilisesi. 1877 yazında Rus- Türk Savaşı, Rumi Takvime göre 1293 senesine denk geldiğinden bizde 93 Harbi olarak bilinen savaş. Osmanlı’nın ağır yenilgisi ile sonuçlanmış. Kilise ve anıt, Shipka Geçidinde ölen Rus ve Bulgar askerlerinin anısına yaptırılmış. Biz de ziyaret ederek kendi şehitlerimizi anacağız.
Koca Balkan Dağlarının eteklerinde yer alan Altın Kubbeli Kilise’nin park yerine aracımızı 1 leva karşılığında park ediyoruz. Park yerinin hemen yanındaki kulubelerde yiyecek, içecek ve anı eşyaları satışı yapılıyor. Kilisenin içinde fotoğraf çekimi ücretli.
Kilise ve bahçesini dolaştıktan sonra 15 km kadar dağ yoluna sarıp, en yüksek noktasında yer alan Shipka Anıtı’nın olduğu yere gidiyoruz. Yolun son bir kaç yüz metresini saymazsak oldukça güzel. Tepede rüzgar püfür püfür esiyor. Enfes bir manzarası var. Merdivenlerle ulaşılan, 31,5 m yüksekliğindaki taş anıtın kuzey cephesinde dev, bronzdan aslan heykeli var. Anıtın içindeki müzede savaş anıları sergileniyor.
Uzakda karşı tarafda yer alan Buzluca Tepesi’nde uzay gemisine benzeyen, Sosyalizm döneminden kalan Buzluca Anıtı görülüyor. Aracımızın camlarını açıp rüzgarı içeri doldurarak tepeden aşağı iniyoruz.
Bir sonraki gideceğimiz yer, 18 km ileride yer alan Etar Açık Hava Etnografik Müzesi. Yantra Deresinin kenarında 7 hektarlık alana kurulmuş köy, Bulgar gelenekleri, kültürü, el sanatlarının tanıtıldığı yer.
Etar Açık Hava Etnografik Müzesi Giriş Ücreti: 10 bgn.
Etar Açık Hava Etnografik Müzesi Araç Park Yeri Ücreti: 3 bgn.
İki katlı, ahşap, cumbalı evlerin arasında çok güzel bir ortamda bir kaç saatinizi geçirebileceğiniz müze köy, Bulgaristan’da görmeden geçmemeniz gereken yerlerden biri.
Bugünün dördüncü durağı, 25 km ötede yer alan Drynovo Manastırı. Andaka ve Drynovo Nehirlerinin oluşturduğu muhteşem kanyonda yer alıyor kilise. Vardığımızda akşam saatleri olduğundan ücretsiz park ediyoruz arabamızı. Manastırın çevresindeki dik kayalık oluşumlar bir hayli etkileyici. Kilisenin içinde fotoğraf çekmek yasak. Bahçesini fotoğraflamakla yetiniyoruz.
Bugünün son durağı 30 km ileride yer alan Veliko Tarnovo Şehri. Şehir Yantra Vadisine kurulmuş. Bu yaz gününde havası biraz bunaltıcı. Şehrin üst kısmındaki Arbanasi’ye giderek geceyi orada geçirmeye karar veriyoruz. varınca yanıldığımızı anlıyoruz. Neyse ki otel odamız büyük ve serin. Klimayı çalıştırmaya bile gerek kalmıyor.
11/07/2024 Perşembe
Öğlen olmadan Veliko Tarnovo’ya iniyoruz. Şehrin girişindeki köprünün yanındaki alana aracımızı ücretsiz park ederek Tsaravets Kalesine yürüyerek gidiyoruz.
Tsaravets Kalesi giriş ücreti: 10 bgn.
Tarihi geçmişi 4.yy’a dayanan kale 12. ve 14. yy.lar arasında İkinci Bulgar İmparatorluğu’nun başkenti ve en büyük kalesiymiş. Kalenin içindeki yerleşim yerleri günümüze kadar ulaşamasa da tepesindeki kilise yerli yerinde.
Nefes kesen manzarası ile eski şehir vadinin yeşillikleri arasında kayboluyor. Osmanlı izlerini taşıyan binaları, sokakları ile Veliko Tarnovo gezilmeye, görülmeye değer.
Günün bir sonraki durağı Lovech ”Lofça” Şehri. Tuna Nehrinin kolu Osum’un Balkan Dağlarından çıkıp Tuna Ovası’na ulaştığı yerde kurulmuş şehir. Şehre gidiş nedenlerimizin başında dünya üzerindeki sayılı çarşılı köprülerden birine sahip oluşu.
1872-1874 yılları arasında ahşaptan yapılan çarşılı köprü çıkan yangında tamamen yanmış. Sonrasında betonarme olarak yapılmış. Neyseki yanlıştan dönülerek 1981’de tarihi dokusu korunarak ahşap olarak yeniden inşa edilmiş. Günümüzde hediyelik eşyalar satılıyor Lofça Çarşılı Köprü’de.
Şehrin fotoğraflarını görür görmez aşık olduğum ikinci özelliği portikolu, renkli, binaları.
Nehrin kenarında sıralı kafe, restoranları ile yeşilliklerin arasından görünen eski şehri ile çok güzel bir yer Lofça.
Görmenizi öneririm.
Bugünün son durağı Bulgaristan’ın başkenti Sofya. 1.300.000 civarında nüfusu ile beklediğimden güzel bir şehir Sofya. Otelimizi şehrin yukarı kısmında yer alan Vitosha bölgesinden seçmekle isabetli bir karar vermişiz. Burası nezih, havadar bir semt. Sofya’nın en dikkat çeken yapısı Alexandr Nevski Katedrali. Sofya’da iki gün geçirmemize rağmen özel işlerimizden dolayı şehri gezmeyi bir sonraki sefere bırakıyoruz.
13/07/2024 Cumartesi
Family Hotel Zdravets Oteli çok şirin bir aile oteli.
Güzel anılarla ayrılıyoruz. Bugün ilk durağımız Brestovitsa’da üzüm bağları. Ardından Plovdiv’e ”Filibe” varıyoruz. Park4night’dan belirlediğimiz eski şehre çok yakın bir noktaya aracımızı ücresiz park ederek gezmeye başlıyoruz.
Bulgaristan’ın ikinci büyük şehri Filibe. Eski şehri Osmanlı döneminden kalma tarihi binaları, dev Akasya ağaçlarının gölgelediği Arnavut kaldırımı sokakları ile enfes güzellikte.
Eski şehrin en önemli simgelerinden biri Hisar Kapı. Tarihi 2. yy’da Romalılar’a kadar uzanıyor. Temellerinin üzerine 11. yy’da tekrar inşa edilmiş. Zaman içinde çevresine zengin tüccar evleri konumlanmış. Günümüzde müze olarak kullanılan eski evlerin her biri ayrı güzellikte.
Antik Tiyatro yolunda yer alan Aziz Konstantin ve Helena Kilisesi mutlaka görülmeli. Bahçesinde oturulup soluklanmalı. Filibe’nin en eski Hıristiyan Kiliselerinden biri. Orjinal freskleri tamamen korunmuş.
Filibe Antik Tiyatrosu, Roma döneminden günümüze kalan dünyanın en iyi korunmuş antik tiyatrolarından biri. Vardığımızda bir etkinliğe hazırlanıyordu.
Antik Tiyatro’dan Filibe Eski Şehir merkezine giderken rastlayacağınız bir diğer görkemli yapı Meryem Ana Kilisesi.
Filibe Eski Şehir Meydanındaki Antik Roma Stadyumu ise şehrin altında bambaşka bir şehrin olduğuna dair güzel bir kanıt.
Antik Roma Stadyumuna uzanan araç trafiğine kapalı geniş Knyaz Alexander 1 Caddesi, kafe, restoran, mağazaları ile keyifli bir cadde.
Meydanın yanındaki Cuma Camsi, Murad Hüdavendigar döneminde inşa edildiğinden diğer adı Hüdavendigar Camii. Günümüzde ibadete ve ziyarete açık.
Cuma Camisi’nin karşısındaki Türk Kebapçısını tavsiye ederiz.
Yarın Kapıkule’den giriş yapacağız. Sınırda uzun bekleme kuyruğuna girmeden güzelce dinlenmek için sınıra çok yakın Mezek Köyünde konaklamaya karar vererek yerimizi ayırtıyoruz.
14/07/2024 Pazar
Bulgaristan’da son gecemizi geçirdiğimiz Guest House Raiski Kat’dan memnun kalarak ayrılıyoruz. Saat 11.30 gibi geldiğimiz sınır kapısında Bulgar tarafından oldukça çabuk geçiyoruz. Türkiye tarafına geldiğimizde ise karşılaştığımız tam bir keşmekeşlik. Sınırdan geçişimizi anca 14.40’da tamamlıyoruz.
Artık yine Bursa molası ve ardından Eskişehir, Evim Evim Güzel Evim.
Arabayla Bulgaristan Gezisi Maliyeti
Gezi Süresi: 07 Temmuz- 16 Temmuz ( 3 Gece Bursa Konaklama+6 Gece Bulgaristan Konaklama)
Kat edilen mesafe: 2400 km
15 Günlük Bulgar Yeşil Sigorta: 35 €
Yurt dışı Araç Zeyilnamesi:17,08 €
2 Kişilik 15 Günlük Sağlık Sigortası: 17,08 €
2 Kişilik Yurt dısi Çıkış harcı : 300 TL
2 ad. Avrupa Gezgin Paketi 2 GB: 800 TL
e-sim: 27,24 €
1 Haftalık Bulgaristan Vinyeti: 13 bgn
Yunanistan Otoyol Ücreti: 3,80 €
Konaklama 6 Günlük Toplam: 466 bgn
Yemek+Market: 165,22 bgn+38,70 €
Müze Giriş: 40 bgn
Otopark 4 bgn+3€
Türkiye Otoyol ve Köprü Geçiş Ücreti: 1460 TL
Toplam yakıt ücreti: 8100 TL+83.13 bgn
141,90 €+10.660 TL+771,35 bgn
~ 824 € ~ 30.500 TL (15 Ağustos 2024 kurları ile)
Arabayla Bulgaristan Turundan Geriye Kalanlar
Mevsimin yaz, aylardan Temmuz olması nedeniyle hava çok sıcak. Daha serince bir zamanda gezmenizi salık veririm.
Bulgaristan karayolları güzel. Sürücüler trafik kurallarına harfiyyen uyuyor. Sizler de uyarsanız bir problem yaşamazsınız.
İnsanları cana yakın. zaten pek çok yerde Türk soydaşlarımız yaşıyor, yabancılık çekmezsiniz.
Her ne kadar para birimimiz çok değer kaybetse de Bulgaristan, otel olsun, yeme içme olsun oldukça ucuz
Bulgaristan’da doğal hayat korunmuş. Çevre çok güzel. Biz hayran kaldık.
Sonuç olarak uygun bir zamanda daha kapsamlı Arabayla Bulgaristan Turu yapmak ister miyiz? Evet isteriz.
Sizlere Arabayla Bulgaristan Seyahati önerir miyim? Mutlaka öneririm.
Daha güzel nice gezilerde buluşmak üzere.
NOT: Bulgaristan Gezisi hakkında sormak istedikleriniz olursa yorumlara yazarak sorabilirsiniz. Elimden geldiğince yanıtlamaya çalışırım.
DOĞDUĞUM TOPRAKLAR
Doğduğum toprakların üstünde
bütün gün gülümsedi gökyüzü.
Gece yandı yıldız avizeler
tan atıp gün doğuncaya.
İşleri bitirip akşamleyin
dönerken eve yürüyerek,
düşmanımı gördüm gölgede
uğrun uğrun elinde tüfek.
Sev demiştin, anneceğim,
İnsanları beni sevdiğin kadar.
Sevebilirdim, anne, ama
ekmek ve özgürlük de var.
Nikola Vaptsarov
( 1909 – 1942 )
( Bulgaristan )