Plitvice Cennetten Bir Köşe-ARABAYLA PLİTVİCE GÖLLERİ MİLLİ PARKI HIRVATİSTAN

Parkın giriş yeri yüksekte başlıyor. Arabayla Plitvice Gezi Notlarımızı gözden geçirerek dönüşte yorgun olur, yokuş çıkamayız diyerek biz önce aşağı inip gemileri, dönüş yolunda da otobüsleri kullanmayı tercih ettik.

Yol kah toprak patika yollarla yamaçlarda, göl kenarlarında, kah ahşap patika yollarla göller, nehirler geçilerek devam ediyor. Milli park birbirleri ile doğal travertenler ile ayrılmış.

Aralarında bağlantı olan çeşitli yükseklik seviyelerinde bulunan 16 gölü, bu göllere su sağlayan nehirleri, şelaleleri, mağaraları, yeraltı suları, bitki ve hayvan çeşitliliğinin zenginliği ile Hırvatistan’ın en büyük milli parkı, Güneydoğu Avrupa’nın ise en eski milli parkı imiş.

1949 yılında kurulan park 1979’da UNESCO Dünya Mirası Listesine eklenmiş.

Böyle el değmemiş güzelliğini de bir bakıma biz Türklere borçlu diyebiliriz. Kendi parklarımızı koruyamasak da Hırvatlarınkini korumuşuz. İnanmadınız mı? Bakın nasıl olmuş anlatayım. Bosna Hersek topraklarına sınır ya bölge ormanları. E orası da Türklerin hakimiyetinde. Velhasılı kelam Türk korkusu ile yıllarca adım atılamamış ormanlara. Böylece korunmuş bir bakıma. Doğru değil mi? Çeşit çeşit efsaneler de türemiş bu yüzden.

Günümüzde her yıl bir milyondan fazla kişi tarafından ziyaret edilmekte ama hayretle göreceksiniz ki aynı anda o kadar çok insan gezmesine rağmen ne yollarda, ne mola yerlerinde, nede teknede yüksek sesle konuşma, bağırma, çağırma yok. Suyu kirlenmesin diye botlar elektrikle işliyor, yüzmek yasak. Herkes kurallara uyuyor, tek bir çöp yok, güzellikler olağanüstü bir şekilde korunmuş ve korunmaya devam ediyor.

Burasını sizlere daha fazla nasıl anlatsam?

Bir yer düşünün yer, gök, göl, nehir hepsi birbiri ile yarışıyor güzellikte. Göğün renkleri göle vurmuş, ağacın yeşili suya düşmüş. Kimi yerde yerine sığmayıp çağlayıp aşağılara dökülen nehir, kimi yerde sakin, huzur dolu bir göl, göz alabildiğince orman.

Güneşin geliş açısına bağlı olarak değişen inanılmaz bir mavi, yeşil, turkuaz renklerinin cümbüşü arasında günün her saatinde doğanın diğer bütün renkleri ile bezeli bir cennet ve bu cennetin güzelliğine güzellik katan çiçek, kuş, balık, börtü, böcek. Bizim Arabayla Plitvice Gölleri Seyahatimiz yaz mevsimine denk geldi ama ben eminim doğa burada diğer mevsimlerde de birbirinden güzel manzaralar sunmaktadır.

Düşünün sonbaharda kayın, köknar, ladin, çam ağaçlarının yeşilden sarıya sarıdan kırmızıya renk geçişlerini, dökülen yapraklar arasındaki göllerin güzelliğini ya da kışın karlardan başını kaldıramayan ağaçların arasında yer yer donmuş göl tablosunu. Gözünüzde canlandırabildiniz mi? Yine mi hayal edemediniz. O halde buyurun parkı bir de sanal turla gezin

İşte Plitvice Gölleri Milli Parkı böyle muhteşem bir yer. Hırvatistan’da mutlaka ama mutlaka görmeden geçilmemesi gereken yerlerden.

Plitvice Gölleri Milli Park Dönüş 

Her güzelliğin bir sonu olduğunu biliyoruz. Güneş yavaş yavaş alçalmaya başlarken parkın kapanma vakti de yaklaşıyor. Arabayla Plitvice Gölleri Milli Parkı Gezi Rotasında bizi bekleyen otobüslere doluşup geri dönüş yolunda epey uzun sayılacak bir mesafeyi kolaylıkla kat ederken ne kadar çok yol yürüdüğümüzün daha bir farkına varıyoruz.

Parkın giriş yaptığımız kapısı son durak. Büfeler, bilet gişeleri kapanmış, gündüz vakti insanlarla dopdolu olan alan artık neredeyse bomboş gece boyunca dinlenmeye hazırlanıyor, iyiden iyiye sessizliğe gömülmüş.

Bu kadar güzel bir ortamda günümüzü geçirmenin mutluluğu iyi ki geldik demenin huzuru ile biz de üst geçitten geçip otoparka yöneliyoruz.

EGZERSİZLER
(“Vjezbe”)

ve açık bir pencere mi?
-ve açık bir pencere.
ve açık pencereden gördüğün her şey mi?
-ve açık pencereden gördüğüm her şey.
ve o açık pencere önündeki her şey mi?
-ve o açık pencere önündeki her şey.
ve o açık pencere çerçevesine sığmayan şeyler mi?
-ve o açık pencere çerçevesine sığmayan şeyler.
ve açık pencere önünde oldukları için dokunabildiklerin mi?
-ve açık pencere önünde oldukları için dokunabildiklerim.
ve açık pencere ötesinde oldukları için uzanılamayanlar mı?
-ve açık pencere ötesinde oldukları için uzanılamayanlar.
ve yakındakilerle uzaktakiler mi?
-ve yakındakilerle uzaktakiler.
ve açık pencere?
-ve açık pencere.

ve açık olmayan ama açılabilecek bir pencere mi?
-ve açık olmayan ama açılabilecek bir pencere.
ve açık bir pencere mi?
-pencere açık değil, açılamaz da.
ve önündeki bir pencere mi?
–ne pencere açık ne de arkasındayım.
ne pencere açık ne de açık pencere gördüm.
ne de açık pencere ardında bir şey gördüm.
ne de açık pencere ardındaki bir şeye
dokunabilirdim, çünkü ne pencere açıktı
ne de bir an bile olsa pencereydi.
sonuç olarak, ben açık bir pencereden söz etmek
bile istemiş değilim.
ve açık bir pencere mi?
-ve açık bir pencere.

Zvonko Makovic (1947 Hırvatistan)
Tarık Günersel çevirisi

Çoğu zaman güzellik en basit şeylerdedir. – Winna Efendi –

Arabayla Avrupa Turu” – 18 Ağustos Salı Yolculuğumuzun 10. Günü Sonu.

Arabayla Avrupa Turu  Yolculuğumuzun 11. Günü Arabayla Ljubljana (Slovenya) Yazım İle Devam Edecek.

Leave a Comment