“Arabayla Avrupa Turu” Blagay – 17 Ağustos Pazartesi Yolculuğumuzun 9. Günü
Geride kalan kalbinizse, mutlaka geri dönersiniz.
(Marc Levy)
Adım Adım İlerliyorum
Adım adım ilerliyorum
belki karşıma bir şey çıkar
bakıp bakıp düşünüyorum
oysa karşımda yalnız kaçınılmazlıklar.
Bir taş ki boğulmaya mahkûm.
Bir perde ki kapanacak
bir daha açılmadan.
Bir kuş ki yalnız bir zamanlar uçtuğu bilinen.
Yaşam yok, ölümse bir türlü gelmiyor.
Anlaşılmaz değin uzun
Uzun, katlanılmazcasına
kişinin alınyazısı.
Ivo ANDRICH / Bosna Hersek
Mostar’a Veda
Gece yarısına dek yağmur boşaltmaya devam eden bulutlar görevlerini tamamlayıp tamamlamadıklarına tam karar vermemiş olacaklar ki bir kısmı gökyüzüne yükselmişken bazıları da hala dağlarda takılı kalmış vaziyette bekleşiyorlar.
Güneş ise aradan aradan yüzünü göstermeye çalışıyor.
Bugün Arabayla Mostar Yolculuğumuzun son kısmı olan Blagay Tekkesini ( Blagaj tekija) ziyaret edeceğiz. Öncesinde Mostar evimize veda zamanı. Sabah kahvaltı bile etmeden ilk iş olarak alışverişimizi yapıp geliyoruz. Dün esnaftan öğrendiğimize göre sabahın çok erken saatinde kapısını müşterisine açan Müslüman kasaba giderek görünüşünden çok çok güzel ve taze olduğu anlaşılan etimizi alıyoruz. Ardından yine dün güzel böreklerin satıldığı fırına gidip yolculuk için börek stokumuzu tamamlıyoruz, yolumuzun üzerindeki marketten diğer ihtiyaçlar da gideriliyor. Saat 10’a yaklaştığında anahtarı gelip teslim alması için Amar’ı telefon ile arayınca çok geçmeden geliyor. Son toparlanmalar sırasında yolculuğumuz hakkında biraz sohbet etme fırsatını buluyoruz ve sonrasında vedalaşıp evimizin bahçesinde park eden arabamıza binip yola koyuluyoruz. Dubrovnik‘ten Mostar’a yolculuğumuz sırasında Poçitel Gezimizi ve Mostar birinci günümüzü ve Mostar ikinci gün gezilerimizi tıklayarak okuyabilirsiniz
Mostar’dan Arabayla Blagay
Arabayla Mostar’dan Blagay’a Yolculuk kısa sürüyor. Blagay Tekkesi Gezi Notlarımızda yazdığına göre Mostar’a yaklaşık 15 km. Tekkenin hemen yanında ve yolu üzerinde araç park yerlerine 2 KM karşılığı aracınızı park edebiliyorsunuz. Kişi başı 2KM ödeyerek tekkeye giriyoruz. Ancak park ücreti ve Blagay Tekkesine şimdiki giriş ücreti 4 KM olmuş.
Blagay Tekkesi
Devasa dağın altındaki mağara Neretva’nın en önemli kollarından Buna’nın kaynağına (Vrelo Buna) ev sahipliği yapıyor. Kaynağın hemen dibinde yer alan mütevazi üç katlı beyaz badanalı tekke binası görür görmez içimizi ısıtıyor, bizden, tanıdık gelen manzara aynı zamanda huzur verici atmosferi ile bizleri sarıp sarmalıyor. Kimilerince Blagay Tekkesi, kimilerince Alperenler Tekkesi, kimilerince de Sarı Saltuk Tekkesi denilen tekke Boşnakların ataları Bogomiller zamanından kalan tapınak kalıntılarının üzerine inşa edilmiş.
Arabayla Blagay Gezi Rehberine göre Bogomiller kendilerini Hıristiyan kabul eder ancak kutsal teslise inanmaz, İsa’yı Tanrının oğlu değil de peygamberi kabul eder, papalığa ve haç gibi kutsal nesnelerin ibadette kullanılmasına karşı çıkarlarmış.
Osmanlılar gelmeden çok önce buralara gelen Bektaşi Dervişlerinin herkese hoşgörülü, güzel davranışları yöre insanının Müslümanlığı kabul etmesinde ve Balkanların Türk yurdu olmasında büyük rol oynamış. Bektaşi Tekkesi olarak kurulan tekke daha sonra Halvetilere ve günümüzde ise Nakşilere geçmiş.
Tekkede kapısı kapalı odanın ahşap kafeslerinden odaya bakılınca iki sandukanın durduğu görülüyor. Sandukalardan biri Sarı Saltuk’a, diğeri öğrencisi Açık Baş Veli’ye aitmiş.
Sarı Saltuk
Arabayla Avrupa Seyahati Blagay Tekkesi Gezi Rehberimizde yazdığına göre Sarı Saltuk, ölümünün üzerinden yüzlerce yıl geçse de yiğitliği, kahramanlığı, ermişliği ile yalnızca Müslümanların değil Hıristiyan alemince de sevilip, sayılan, ziyaret edilen Peygamber ve Bektaşi soyundan gelen bir Türkmen ermiş. O kadar efsaneleşmiş ki artık onu kılıç kesmez, ok vurmaz, su boğmaz, ateş yakmaz olmuş.
Cem Sultan’ın Sarı Saltuk türbesini ziyaretinden sonra Ebülhayr Rumi’ye onun efsanevi kişiliğini anlatan Saltukname isimli eseri yazdırmış. Bu eserde yazdığına göre oniki mezarı varmış Sarı Saltuk’un. Ölümünden önce oniki tabut hazırlanmasını cenazesini almaya gelecek krallara ve beylere verilmesini istemiş çünkü. Nitekim ölünce gelen kralların her biri kendi aldıkları tabutta Sarı Saltuk’u görüp alıp gitmişler ve kendi memleketlerinde defnetmişler. Bu yüzdendir Anadolunun doğusundan Balkanlara uzanan birçok yerde Sarı Saltuk türbelerinin bulunması. Güçlü, korkusuz, gözü pek olmasının yanı sıra bir o kadar da adaletli olması yalnız Müslümanlar tarafından değil Hıristiyanlar arasında da sevilip sayılmış bizim için Sarı Saltuk olmuş, Hıristiyanlar için Makedonya Ohrid’de olduğu gibi Sveti Naum olmuş bu yiğit er kişi.
Blagay Tekkesi Güzellikleri
Arabayla Bosna Hersek-Blagay Gezisinde önce karşı kıyıdan seyrediyoruz güzelliği.
Üzerine yıkılıverecekmiş gibi duran bu dağ korumuş tekkeyi Hırvat uçaklarından atılan bombalardan. Dağın azametine, mağaradan çıkan tertemiz suyun kayalara dökülüp, çağıldayarak geçişine, renginin duruluğuna, berraklığına hayran kalarak. Avrupa’nın en temiz ve en büyük tabii su kaynağı imiş burası.
Gündelik karmaşadan uzak kalarak, içsel huzuru yaşayabilmek için buradan daha uygun bir yer olabilir mi.
Gerçi uzaktan seyrederken hissedilen manevi atmosfer tekkeyi ziyarete gelen insanların çokluğu ile biraz etkisini yitiriyor ama yine de çok etkileyici. Tekkenin bahçede girişinde hediyelik eşya satış yeri bulunuyor. Binanın hemen yanında bulunan merdivenler ile suyun kenarına inebilir, buz gibi Buna’ya ellerinizi daldırabilir hatta yudumlayabilirsiniz rahatlıkla.
Kilimleri, sedirleri, perdeleri ile tipik bir Anadolu Evini anımsatan tekkede ahşap işlemeli tavanı harika.
Odanın balkonundan Buna’ya ve dağa daha bir yakın hissediyorsunuz kendinizi. Suyun sesine doymamışsanız birde acıkmışsanız eğer, nehrin kenarındaki mekanlarda Buna alabalığını tadabilir, bir şeyler içip yeşilin ve mavinin güzelliğinin keyfini çıkartmaya devam edebilirsiniz.
Bizler günün devamında Hırvatistan topraklarında olacağız yine. Önce Trogir Şehrini gezeceğiz akşama Plitvicka Jezera’da konaklayacağız. Yolcu yolunda gerek. Yolumuz uzun.
Herkes gönlünce bir yol arıyor kendine. Ama bir gün, bir ses haykıracak göklerden “Herkesin yolu kendine varır, arama başka yerde”. -Hayyam-
aidiyet
güneş kime aitsin sen
hangi galaksiye
hangi ırka
hangi ulusa?
dünyanın tepesinde öyle istediğin gibi
gezemezsin sen
bugün doğuda yarın batıda…
kime ait olduğuna karar vermeli
izah etmelisin açıkça
ölürsen nereye gömeceğiz seni
bunu bilmeliyiz biz
hangi ülkeye
hangi bölgeye
hangi semte?
Enes Kişeviç
“Arabayla Avrupa Turu” –Yolculuğumuzun 9. Günü Devam Ediyor.
Sonraki Yazım Arabayla Trogir (HIrvatistan)