Küçük Ama Muhteşem Saray Linderhof-ARABAYLA LINDERHOF SARAYI

Arabayla  Avrupa Turu ” Arabayla Linderhof Sarayı, 23 Ağustos Pazar. Yolculuğumuzun 15. Günü Devam Ediyor.

Keşfetmenin gerçek yolculuğu yeni yerler görmekte değil yeni gözler edinmekte yatar.                                                                                                             -MarcelProust –

Elbet Anlamı Olabilirdi

Elbet anlamı olabilirdi: geçip gitmekteyiz dünyadan,
sormamışlar gelirken, çekilmeliyiz şimdi yavaştan.
Ama konuşmamıza karşın, birbirimizi anlamadan
ve karşımızdakinin ellerine bir an bile ulaşamadan,
yıkım bu işte: Çıkamayacağız bu sınavdan.
Denemek bile kalkılmaz bir şey altından,
ve bir çarmıh dikilmiş, kendimizi tanıyamadan,
yalnızlığımızda, silinip gidelim diye dünyadan.

Ingeborg BACHMANN / Almanya
Çeviren: Ahmet CEMAL

Aklımız ve gönlümüz bugün gezdiğimiz Bavyera’nın şirin kasabaları Garmisch-Partenkichen ve Oberammergau da kalmış halde Linderhof Sarayı’na ziyaret saatleri sona ermeden yetişmek üzere yola koyuluyoruz.

Oberammergau’dan yaklaşık 13,5 km gidince saraya geldiğimizde saat dördü geçiyor. Tabelaları takip ederek öncelikle arabamızı park ediyoruz.

Linderhof Sarayı Park Yeri Ücreti: 3,50 €

Şimdi hemen gidip biletimizi almalıyız. Bilet derken bizim Arabayla Avrupa Turumuz  Romantik Yolda süreceğinden Arabayla Linderhof Sarayı Gezisi yanı sıra başka sarayları da gezmemize olanak sağlayacak 14 Günlük Bavyera Bileti satın alacağız. Uzun süreli Almanya kalışlarınız için Yıllık Bavyera Geçişi ve kısa süreli kalışlarınız için 14 Günlük Bavyera Geçişinin Bavyera Bölgesi Gezisinde size harika tasarruflar sağlayacağından haberiniz olsun.

Bavyera Kralı II. Ludwig

Sarayın anlatımına geçmeden önce biraz Bavyera Kralı II. Ludwig’den bahsedeyim dilerseniz.

1845- 1886 yılları arası yaşayan Ludwig Otto Friedrich Wilhelm 1864’den 1886 yılında ölümüne kadar Bavyera’ya kral olmuş. Her zaman içine fazla kapanık Ludwig’in 15,5 yaşındayken Richard Wagner’in Kuğu Kral Parsifal’in hikayesinin anlatıldığı Lohengrin adlı, izlediği ilk opera olmuş. Lohengrin ve on ay sonra izlediği yine Richard Wagner’e ait Tannhäuser operası fanteziler ile dolu hayal gücünü çok fazla etkilemiş olmalı ki Ludwig sanatçının takıntılı bir hayranı olmuş. Hayal dünyasında kendini Lohengrin’deki Kuğu Kral ile özdeşleştirmiş. Öyle ki çok kısa süreliğine nişanlı kaldığı kuzeni Düşes Sophie’ye yazdığı mektupta nişanlısına Sevgili Elsa diye hitap etmekte ve mektubu Ebediyyen Senin Heinrich diye bitirmektedir. Elsa ve Heinrich isimleri Wagner’in Lohengrin operasının karakterleridir. Hatta yarın Romantik Yol’da gezeceğimiz Ludwig’in en meşhur şatosu Neuschwanstein’ın manası da “Yeni Kuğu Evi” imiş. Bu arada hemen Arabayla Linderhof Sarayı Gezisi nde bir not düşelim kralın nişanlısı Düşes Sophie Avusturya Kraliçesi Elisabeth’in namı diğer Sisi’nin kız kardeşidir.

Önem verdiği monarşinin 19. Yy’da etkisini yitirmesi, devlet işlerinde yapmak istediklerinin parlamentonun engeline takılması, genç, hayalperest kralı devlet işlerinden çekilerek içsel dünyasının fantezileri ile baş başa kalmasına neden olmuş. Resim, müzik, mimariye kendini veren Ludwig hayal dünyasının masal şatolarını yaptırmaya koyulmuş. Bu projeler için kraliyet gelirlerini harcamış ve savurganlığı tepki çekerek kendisinin deli olarak suçlanmasına neden olmuş. Münih’in güneyinde Starnberg Gölü kıyısındaki Berg Kalesi’ne götürülen Ludwig bir gün sonra doktoru ile kıyısında yürüyüşe çıktığı gölde ölü bulunur. Çok iyi yüzme bilen kralın ölümündeki sırlar aydınlanmamış olsa da Kuğu Kral, Deli Kral yada Peri Masalı Kralı olarak anılan Ludwig’in yaptırdığı şatolar Bavyera’nın en çok turist çeken yerleri olmuştur.

Linderhof Sarayı (Linderhof Palace- Schloss Linderhof)

20 yıl hüküm süren Bavyera Kralı II. Ludwig üç saray yaptırmış. Linderhof bunlardan en küçüğü ve genç kral hayata gizemli bir şekilde veda etmeden tek tamamlanan saray olmuş. Güneş Kral lakaplı Fransa Kralı XIV. Louis’e taparcasına hayranmış. Belki de bu yüzden XIV. Louis’in babasının av köşkü Versailles’i büyütüp saray yaptırması gibi O’da babası Kral Maximilian II’nin ahşap av köşkü Könighäuschen’in yerine Linderhof Sarayını inşa ettirmiş. Mimar Georg Dollmann tarafından planlanarak 1863-1886 yılları arasında Rokoko tarzında yapılan saray Fransa Versailles Sarayı’nın bir küçük örneği imiş.

Arabayla Linderhof Sarayı Gezi Rehberimizde yazdığına göre saray ancak rehberli tur ile gezilebiliyor. İngilizce dilinde seçtiğimiz saray turumuz 16:30’da başlayacak. O zamana dek sarayın önünde yer alan havuz kenarında gezinerek güzel ortamın keyfini çıkartıyoruz.

Linderhof Sarayı Turu

Saraya giriş zamanımız gelince rehberimiz bizi içeri alıyor. Saray içerisinde fotoğraf çekmek yasak bu yüzden ben de kurallara uyarak sizler ile sarayın internette yayınlanan resimlerini paylaşacağım.

Saray Girişi (Vestibule)

Arabayla Linderhof Sarayı Gezisi Rehberli Turda ziyaretçileri girişte  Ludvig’in hayranı olduğu Fransa Kralı XIV. Louis’in at üstünde heykeli karşılıyor. Giriş yerinin tavanında altın ışık demetleri ile çevrili Güneş Kralı’nın başı ve iki yanında birer puttinin (melek) ellerinde tuttukları Burbonların sloganı NEC PLURIBUS IMPAR (Herkesden daha iyi) yer almakta.

Batı Goblen Odası (Westliches Gobelinzimmer-West Tapestry Room)

Merdivenlerden üst kata çıkıyoruz. Sarayın odaları arasındaki gezintimiz Batı Goblen Odasından başlıyor. Odaya adını veren goblen duvar halıları aslında goblen olmayıp kaba kanvas üzerine yapılmış boyamalarmış. Goblen kumaş koltuk döşemelerinde ve perdelerde kullanılmış. Odanın bir köşesinde yer alan altın işlemeli piyano ve org karışımı müzik aleti Aeolodicon piyano nedeni ile oda Müzik Odası olarak biliniyor. Gerçek boyutlarında Sèvres porseleni bir tavus kuşunun yer aldığı odanın Apollon ile Venüs’ün resmedildiği tavan resmi ise çok güzel.

Sarı Oda (Gelbes Kabinett-Yellow Cabinet)

Arabayla Linderhof Sarayı Gezisi Rehberli Tur devam ediyor. Sarayda kral tarafından kullanılan odalar birbirine at nalı şeklindeki küçük odalar daha doğrusu odacıklar ile bağlanıyor. Batı Goblen Odasından Kabul Odasına geçiş yerindeki odacık hakim renk sarı olmasından dolayı Sarı Oda deniyor. Sarayın her yeri altın kaplamalar ile süslü olsa da yanızca bu odada altın yerine gümüş işlemeler kullanılmış. Tavanında dünyanın dört bölümü, dört element ve burçların alegorik tasvirlerine yer verilen odanın duvarlarında kralın Versailles Sarayından hayran olduğu şahısların portreleri bulunuyor. Bu odanın aynısı ama leylak, pembe, mavi gibi farklı renklerde olan üç odacık daha var ki bunlar hizmetkarların kralın emrini yerine getirmek için hazır bekledikleri yerlermiş.

Kabul Odası (Audienzzimmer-Audience Room)

Kabul Odası olarak bilinen ancak inzivaya çekilmiş kralın kimseyi kabul etmediği bu oda kral tarafından ofis olarak kullanılmış. Odada bulunan mermer masası ardındaki altın kaplama koltuğunun üzerinde tahtvari gölgeliğine bakacak olursak kralın burayı hem taht hem de okuma yeri olarak kullandığı söylenebilir.

Leylak Oda (Lila Kabinett-Lilac Cabinet)

Leylak renginin hakim olduğu, duvarlarının yine Versailles Sarayının şahsiyetlerinin resimlerinin süslediği küçük oda Kabul Odasından Yatak Odasına geçişte bulunuyor.

Yatak Odası (Schlafzimmer-Bedroom)

Küçük sarayın en büyük odası kralın kuzey cephesine bakan yatak odası.  Odanın trabzanlar ile ayrılmış bölümünde yer alan ve basamaklar ile çıkılan kraliyet mavisi 2×2,5 m boyutlarındaki gölgelikli yatağı krala gündüz uyurken bile yücelik veriyormuş. Odanın 108 mumluk avizesi ise başka bir olay. Ya kral uykudan gözünü açar açmaz karşılaştığı arka bahçe manzarasına ne demeli. Kelimenin tam anlamı ile muhteşem ötesi birşey. Mermer basamaklar üzerinden aşağı doğru çağıldayan sular, suların toplandığı yerde aşağıda Neptün Çeşmesi, tepede Müzik Pavyonu ve ardında yemyeşil ağaçlar ile kaplı yamaç ve dağlar.

Pembe Oda (Rosa Kabinett-Pink Cabinet)

Yatak Odasından sonra gelinen küçük Pembe Oda kralın giyinme odası imiş. Pembe renkli odanın duvarları pek tabi yine kralın o pek sevdiği Versailles Sarayı şahsiyetlerinin portreleri ile süslü.

Yemek Odası (Speisezimmer-Dining Room)

Arabayla Linderhof Sarayı Gezisi Rehberli Tur; Kralın yemeklerini yediği salonun duvarları bahçecilik, avcılık, çiftçilik, balıkçılık ürünlerinin oymaları ile süslü. Bu odayı asıl ilginç yapan ise kralın sofrası. Anlatıldığına göre yalnızlığı seven kral burada da yalnız kalmayı tercih etmekteymiş öyleki yemek servisi için hizmetkarların ortalarda görünmesini bile istemiyormuş. Kral yemek yemeye hazır olduğunda masa bir krank mekanizması ile alt kata indirilir tabaklara bütün yiyecek konularak tekrar yukarı gönderilirmiş. Böylece kral rahatsız edilmeden yemeğini yermiş. Kralın aşçılarından biri olan Theodor Hierneis’in anlattıklarına göre masadaki yemekler her zaman en az üç dört kişiye yetecek kadar olurmuş. Yine söylenildiğine göre kral yemeklerini hayranı olduğu XIV Louis ve ikinci karısı Madam Maintenon, XV Louis ve ünlü gözdesi Madame Pompadour ile yediğini hayal eder, hatta onları selamlar ve yemekte onlar ile sohbet edermiş.

Mavi Oda (Blaues Kabinett-Blue Cabinet)

Küçük odaların dördüncüsü Mavi Odanın hakim rengi mavi duvarlarındaki resimlerde kimlerin olduğunu artık varın siz tahmin edin.

Doğu Goblen Odası (Östliches Gobelinzimmer-East Tapestry Room)

Neredeyse birebir Batı Goblen Odası ile aynı yalnızca farkı doğuda olması. Porselenden bir tavus kuşu burada da var. Batıdaki Odanın resimlerinin akşamı sembolize etmesine karşılık Doğu Odasında Apollon ve Aurora günün doğuşunu sembolize etmektedir.

Aynalar Salonu (Spiegelsaal-Hall of Mirrors)

Saraydaki turumuzun son odası boş yer kalmamacasına aynalar yerleştirilmiş kralın oturma ve okuma odası. Gündüzleri uyuyarak geçiren gecelerin kralı Ludwig II bu odada nişde oturup kitaplarını okurmuş. Paralel yerleştirilmiş aynaların yansıttığı sonsuz mum ışığını gözünüz önüne getirin bakalım altın süslemeler, devekuşu tüylerinden yapılma halılar, 16 kollu fildişi şamdan, şöminelerin lapis kaplı rafları, tavanda Venüs’ün doğuşunun tasviri.

Evet Aynalı Oda ile Linderhof Sarayının içindeki turumuz da son buluyor.

Saraydan aklımızda kalan boşluk kalmamacasına altın oymalı süslemeli mobilyalar, süslü, resimli duvarlar, tavanlar, şamdanlar, heykeller, bir debdebe, bir ihtişam ama sonuçta çokça karmaşa, karmaşa. Yok saray bana göre değil asla yaşayamam bırakın beni bahçeye benim yerim ancak ve ancak yeşil kırlar, bahçeler olabilir.

Linderhof Sarayı Gezilecek Zamanlar

Nisan-15 Ekim: 09:00-18:00 (Bilet satışı: 08:30-17:30)

16 Ekim- Mart: 10:00-16:30 (Bilet satışı: 09:30-16:00)

Linderhof Sarayı Rehberli Turu İngilizce ve Almanca dilinde olup 25 dakika sürmektedir.

Fas Evi ve Mağribi Köşkü Gezilecek Zamanlar

15 Nisan-15 Ekim Her gün Saat 09:00-18:00 (16 Ekim-14 Nisan Arası Kapalı)

Hunding’in Kulübesi ve Gurnemanz Keşiş Evi Gezilecek Zamanlar

15 Nisan-15 Ekim Her gün Saat 11:00-18:00 (16 Ekim-14 Nisan Arası Kapalı)

Kış Aylarında Linderhof Parkı binalarından yalnızca Kraliyet Evi gezilebilir

Kraliyet Evi Sergileri Gezilecek Zamanlar

Nisan-15 Ekim Her gün Saat 11:00-18:00

16 Ekim-Mart Pazar günleri ve resmi tatil günleri: Öğlenden saat 16:30’a kadar,

Bavyera okul tatillerinde Her gün Öğlenden saat 16:30’a kadar.

Linderhof Sarayı ve Linderhof Park Binaları 2020 Bilet Ücreti

Tam: 8,50 €, İndirimli: 7,50 €.  18 yaş altına: Ücretsiz

Kış Aylarında Yalnızca Saray Binası Gezilebilir ve Bilet Ücreti:

Tam: 7,50 €, İndirimli: 6,50 €, 18 yaş altına: Ücretsiz

Yalnızca Linderhof Park Binaları Bilet Ücreti (Mağribi Köşkü+ Fas Evi+ Hunding’in Evi+ Gurnemanz Keşiş Evi+Kraliyet Evi):

Tam: 5 €, İndirimli: 4 €

Yalnızca Kraliyet Evi: Tam: 2 €, İndirimli: 1 €

Yıllık Sezon Biletleri ve Bavyera 14 Günlük Geçiş Kartına: Ücretsiz.

Yıllık Sezon Biletleri ve Bavyera 14 Günlük Geçiş Kartı Detaylı Bilgi İçin bakınız.

Kral Ludwig II’nin Sarayları Kombine Bilet (Königsschlösser): 26 € Kombine Bilet ile 6 ay süresince Neuschwanstein, Linderhof ve Herrenchiemsee saraylarını bir kere ziyaret edebilirsiniz.

 Düşlerde Fener Olmak

Ben ölünce
hiç değilse
Bir fener olsam,
kapında dursam,
soluk donuk geceyi
aydınlığa boğsam.

Ya da limanda
gemilerin uyuduğu zamanda
gülüşürken kızlar
uyumasam,
dar kirli bir kanalda
bir yalnıza göz kırpsam.

Daracık bir sokağa
assalar beni
teneke, kırmızı bir fener
bir meyhane önünde
dalgın düşüncelerle
tempo tutup şarkılara
sallansam.

Ya da şöyle bir fener
gözleri büyümüş bir çocuğun yaktığı
duyulup da korkunca çevresinde yalnızlığı
dışarda camlarda
fırtınanın ıslığı
kâbuslar, görüntüler, cinler.

Evet, hiç değilse.
ben ölünce
bir fener olsam,
tek başına geceleri
uykulardayken dünya
gökte ayla senli benli
sohbete dalsam.

Wolfgang Borchert / Almanya
Çeviren : Behçet NECATİGİL

İnsan kaldıkça küflenir, gidemedikçe çürür… – Özdemir Asaf-

Arabayla  Avrupa Turu” 23 Ağustos Pazar.

Yolculuğumuzun 15. Günü Arabayla Linderhof Sarayı Parkı (Almanya) ile Devam Edecek.

Leave a Comment