Manastır’ı Göreyim Ohri’yi Göreyim-ARABAYLA OHRİD

“Arabayla Avrupa Turu” Arabayla Manastır ve Ohrid-11 Ağustos  Pazartesi  Yolculuğumuzun 3. Günü

Seyahat etmenin eğlencesinin yarısı kaybolmaktır. -Ray Bradbury-

KORUMAK

Senin ekmeğini bıçak değil
Benim ekmeğim korur ancak.
Senin suyunu baraj değil
Benim suyum korur ancak.
Senin bahçeni çit değil
Benim bahçem korur ancak.
Senin sevini şiir değil
Benim sevim korur ancak.
Senin özgürlüğünü silah değil
Benim özgürlüğüm korur ancak.
Senin yaşamını saray değil
Benim yaşamım korur ancak

İRFAN BELLÜR  Şiiri (Üsküp, 1954 – )

Arabayla Ohrid ve Sveti Naum yazımı okumak için üstüne tıklayabilirsiniz.

Meteora’ya Veda

Arabayla Meteora- Kalampaka Gezisinde sessiz sakin huzur dolu Kalampaka gecesi geçirdik. Dün akşamüstü Meteora’nın üstüne toplanan gri bulutların bugün hepsi gitmiş. Güneş tüm pırıltısı ile her yeri kaplamış yine. Kaldığı yerden üstüne düşen vazifeyi aksatmak istemezcesine. Gökyüzü pürüzsüz mavi bugün dünden sıcak olacak şimdiden besbelli. Otelimizin bahçesi bu aydınlık Ağustos güneşinin altında. Mis kokulu rengarenk çiçekleri, yemyeşil ağaçları ile gözümüze daha bir güzel, daha bir şirin görünüyor. Otelin restoranına geçip kahvaltımızı yapıyoruz. Sonrasında ortalık sabahın serinliğini tam olarak üzerinden atmamışken güzelliğin tadını çıkarmak için bahçeyi bir kez daha dolanıyoruz. İşte böyle zamanlarda insan keşke daha fazla zamanımız olsaydı da bu güzelliklerin keyfini iyice sürebilseydik diye düşünmeden edemiyor. Arabayla Meteora Gezi Rotası bilhassa fotoğraf meraklılarının sabah, öğlen, akşam bambaşka kareler çekebilecekleri eşsiz mekanlardan.

Ne yazık ki bizim vakit nakittir hesabı yola koyulmamız gerek biran önce. Bugünkü Arabayla Balkanlar Seyahatinde yolumuz Manastır uğramalı Ohrid’e. Saat 10.15 gibi düşüyoruz yine yollara.

Köylerden birinde durup önce aracımıza 20 €’luk yakıt alıyoruz. Fazla doldurmamamızın nedeni Makedonya’da benzini daha ucuza alırız diye.

Meteora’dan Manastır’a

Gelişte dolandığımız virajlı dağ yollarını tekrardan dolanıp otoyola çıkınca önce Kozani yönüne gidiyoruz. Sonra otoyoldan ayrılıp Ptolamedia yönünde ilerliyoruz. Otoyolun bu kadar kısa bölümünde Yunanistan otoyol gişesi yok hadi bakalım bedavaya geldi bu geçiş. Yunanistan- Makedonya sınırını yine yeşil pasaportlarımız sayesinde kolaylıkla geçip Makedonya’ya merhaba “zdravo” diyoruz.

Manastır

Manastır Askeri İdadisi (lisesi)

Arabayla Manastır ve Ohrid Gezisinde Manastır ( Bitola) Yunanistan sınırına çok yakın. Sınırdan geçip 20-25 dakikada ulaşıyoruz şehre. Öncelikli hedefimiz tabi ki önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün 1896-1898 yılları arasında askeri eğitim aldığı Manastır Askeri İdadisi.

Arabayla Manastır ve Ohrid Gezi Rehberine göre Askeri lise günümüzde Manastır Milli Enstitü ve Müzesi yapılmış. Binanın yan tarafındaki caddeye arabamızı park ederek müzeyi geziyoruz.

Müzeye girişte Türkiye’den geldiğimizi öğrenen görevli memurun yüzündeki dostça gülümseme ile hoş geldiniz demesi bizi ziyadesi ile memnun ediyor. Müzenin Atamıza ayrılan ikinci katındaki bölümü dolaşırken duygularımız karmakarışık.

Atamızın bir zamanlar eğitim gördüğü okulda olmak, sınıflarında, koridorlarında dolaşmak bambaşka hislerle dolduruyor içimizi. Heyecan, sevinç, saygı, minnet, özlem ve pek tabi ki gurur işte bu duygu seli ile anı defterini imzalıyoruz. Kelimelere sığmıyor tarifler ne demeli ki anlatılmaz hissettiklerim ancak yaşanır.

Müzenin kalan bölümleri bölgeye ait tarihsel, etnolojik ve arkeolojik eserlerin sergilenmesine ayrılmış ki gelmişken göz atmadan çıkmak olmaz.

Müzedeki dayalı döşeli enfes güzellikte bir odaya bayılıyorum bu arada.

Arabayla Manastır ve Ohrid

Manastır Milli Enstitü ve Müzesinin ziyaret günleri: Her gün saat 08.00- 16.00 arasıdır.

Yıl boyunca gezebileceğiniz Manastır Milli Enstitü ve Müzesi  Giriş Ücreti: 100 MKD/1,5 €

Manastır Şehir içi

Manastır Şirok Caddesi

Balkanların  Gezilecek Yerlerinden Manastır’daki bu anlamlı ziyaretimizin ardından kente de şöyle bir bakalım, dolaşalım istiyoruz. Manastır’da kafelerin, mağazalarının olduğu eskiden adı Hamidiye Caddesi olan Şirok (resmi ismi Mareşal Tito Cad.)den başlıyoruz. Cadde hemen Müzenin yakınından başlıyor. Ancak biz öğlen vakti güneşte fazla kalmamak için yürüyüşe biraz daha ileriden başlamayı tercih ediyoruz. Caddenin ortalarına denk gelen yerdeki otoparka aracımızı bırakıp yayalara açık Şirok Caddesini turalamaya koyuluyoruz.

Geleneksel mimari ile yapılmış sağlı sollu iki üç katlı binalar. Binaların alt katlarında kafe, restoran ve mağazalar yer alıyor. Arabayla Manastır ve Ohrid Gezilecek Yerlerin başında gelen Şirok Caddesi Manastır’ın en meşhur caddesiymiş. Öğlen sıcağında insanlarla dolu kafelerdeki genç nüfus dikkat çekecek kadar çok. Genç nüfus demişken Manastır, Makedonya’nın ikinci büyük şehriymiş. Büyük dediysek nüfusu 100.000 bile yok. Ülkenin ikinci üniversitesi de burada bulunmaktaymış. Manastır Gezi Rehberimize göre güzel binaların arasında uzanan taş yoldan geçip geldiğimiz caddenin sonundaki Manastır Manolya Meydanına (Magnolia Square) varıyoruz. Meydanda bizi saat kulesi karşılıyor. Kulenin karşısında Yeni Cami, meydanın yanından geçen Dragor Nehrinin karşı kıyısında da İshak Çelebi Camisi yer alıyor.

Manastır Yeni Cami

1558-59 yıllarında Kadı Mahmut Efendi tarafından yaptırılan Yeni Cami söylenildiğine göre St. George kilisesinin kalıntılarının üzerindeymiş. Hatta bir kilise değil zaman içinde yapılmış üç kiliseden sonra yükselmiş. Günümüzde sanat galerisi olarak hizmet veren camide bu kalıntıların gün yüzüne çıkartılması için çalışmalar başlatılmış. Galerinin cam ile kaplanan zemininden bu aşağıdaki kalıntıları da görmek mümkün olacakmış.

İshak Çelebi Cami

Nehrin diğer tarafında yer alan İshak Çelebi Cami 1506-1507 yıllarında Manastır Kadısı İshak Çelebi tarafından yaptırılmış. Bir zamanlar medresesi, mektebi, zaviyesi, kütüphanesi ile bir külliye iken günümüze yalnızca cami bölümü ulaşabilmiş.

Saat Kulesi

Meydanda 32 m yüksekliği ile hemen dikkat çeken yapılardan biri olan Manastır Saat Kulesi ise bazı kaynaklara göre 1664 yılından kalma. Ancak 1830’larda inşa edildiğine dair bulgular da varmış. Rivayet odur ki zamanın Türk Hükümeti kulenin sağlam ve esnek olması amacı ile harcı için ahaliden 60.000 yumurta toplatmış.

Meydanın eski hali ise pek tatlıymış. Nasıl mı? 1947’ye kadar kulenin çevresi Türk tatlılarının, hamur işlerinin satıldığı ve çok güzel hanların yer aldığı, Manastır Pekmez Çarşısıymış.

Arabayla Manastır ve Ohrid Gezi Notlarımıza göre Manolya Meydanındaki at üzerindeki heykel eski Makedon kenti Heraclea’nın kurucusu II. Philip’e ait. Heykeltıraş Angel Korunovski’nin eseri. Anıtın hemen yanındaki çeşmede akşamları ışık ve müzik gösterileri yapılıyormuş .

Saat kulesinin yanında dikkatleri çeken bir Erkek Melek Anıtı bulunuyor. Anıt, Makedonya savunmasında rol alanların anısına yaptırılmış. Kentin dirilişini simgelemekteymiş.

Makedonya Gezi Rotasında bizim yolumuz bugün için henüz bitmedi bu yüzden vakitlice ayrılmamız gerek bu kentten.

Sizin vaktiniz olursa eğer Manastır Gezilecek Yerlerinden İshak Paşa camiinin yakınında yer alan Kapalı Çarşıyı ve Eski Türk Çarşısını (Stara Čaršija) gezebilirsiniz. Sokaklarında yabancılık çekmeden dolaşabileceğiniz şehirlerden. Şehre 2 km uzaklıktaki antik Heraclia Kentinin kalıntıları da ziyaret edilebilir diyerek bitirelim Manastır gezimizi.

Manastır-Ohrid Yolu

Arabayla Balkanlar Turunda artık Ohrid’e yola koyulmalıyız bir an önce. Akşam olmadan varmalıyız ki Ohrid’e gün geceye dönmeden biraz olsun keşfedelim bu kenti de.  Makedonya yollarında pek kalite aramayın. Yer yer epey bozuk, yer yer idare eder neyse 16.30 gibi Ohrid’e varıyoruz.

Ohrid Konaklama

Arabayla Manastır ve Ohrid Gezisinde yolda ev sahibimiz ile mesajlaştık ama evimize geldiğimizde ortalıkta görünmüyor. Telefon edip geldiğimizi bildiriyorum, yolda olduğunu hemen geleceklerini söylüyor. Nitekim  5 dakika sonra arabayla geliyorlar. Arabadan inenler bizim yaşlarımızda çok tatlı, mütevazi, cana yakın karı koca. Kadın Manastır Üniversitesinde profesörmüş. Manastır’ı ve müzesini gezip geldiğimizi duyunca Atatürk’ün Manastır’da öğrenim görmesinden büyük gurur duyduklarını anlatıyor. Bizde hemen puanlarını veriyoruz, 10… 10… 10.

Evi gezdirip Arabayla Balkanlar Gezisinde Ohrid’in gezilecek yerlerini, yemek yenilecek yerlerinin tüyolarını paylaşıyorlar. Ertesi gün için Sweti Naum’a gitmek istediğimizi söyleyince mutlaka gidin diye yolu tarif ediyorlar. Ohrid  Evimiz Amerikan tarzı mutfaklı bir yatak odalı. booking.com’dan kiraladık ve ücretini de vardığımızda elden ödedik. Yatak odasında çift kişilik yatak, salonunda da açılıp yatak olabilen koltukları var. Evin mutfak alanı küçük ancak dışarıda yemeyi düşündüğümüz için bu bir sorun teşkil etmiyor. Gerçi ertesi gün akşam ocağını bol bol kullandık.

Ev hem düz ayak hem de balkonun önündeki bahçesine araç park etme olanağı var. Dolayısı ile eşyalarımızı taşırken hiç yorulmadık. Hemen salondan balkona oradan da hop arabaya ulaşabildiğimiz için evimize hızlıca yerleşip, kendimizi Ohrid sokaklarına atıyoruz.

Ohrid

Makedonca Ohrid, Охрид, Arnavutça Ohri veya Ohër Gölünün kıyısında yer alan Ohrid yaklaşık 40.000 civarındaki nüfusu ile Makedonya’nın 8. Büyük kentiymiş. Ohrid Gölü, bir yanda Arnavutluk diğer yanda Makedonya olmak üzere eskiden birleştirdiği topraklarda bugün sınır vazifesi görüyor. Göl 1979 senesinde, Makedonya’nın incisi olarak betimlenen kent ise bir yıl sonra Dünya Mirası Listesine alınmış. Özgün mimarisi, harikulade gölü ile bunu hak ediyor gerçekten. Makedonya Gezi Notlarımızın ışığında evimizin yakınındaki Goce Delchev Caddesine çıkıp şehir merkezine yürüyerek bu küçük şehri tanımaya çalışıyoruz.

Ohrid Bize Tanıdık, Ohrid Bizden

Yine sanki bizim ellere gelmişiz gibi, yürüdüğümüz yol Anadolu’nun küçük bir kentinin yolunu andırıyor adeta. İşte küçük, şirin bir cami,

işte bir ekmek fırını. Soruyoruz kaça kadar açıksınız diye iyi geç vakte kadar açıkmış dönüşte kahvaltı için tazecik ekmeğimizi alırız artık. Kaldırımlar yer yer çok dar ama neyse ki fazla trafik yok. Şehir merkezine yaklaştıkça insan kalabalığı da artıyor. Eee ne de olsa yaz, turistik sezon. Ohrid Çarşısı dersen Türk turist kaynıyor. Yüzyıllarca Türk hakimiyetinde kalan Ohrid esnafı arasında Türkçe bilen çok kişi bulacaksınız. Golce Dolchev’in sonu çarşıya çıkıyor.

Balkan Köftesi

Ohrid Gezi Rotasında caddenin sonunda geldiğimiz sokak meşhur Balkan köftesini yiyebileceğiniz lokantaların olduğu yer. Çok güzel etleri olmasına rağmen maalesef Balkanlarda sürekli köfte ile karın doyuruyorsunuz. Eti başka türlü işlemesini bilmiyorlar. Yine de köfteden vazgeçmem diyenlerdenseniz havuzlu meydana çıkarken solda ki lokantayı deneyin bence. Zaten diğer restoranlarda yer olmasına rağmen önünde ayakta sıra bekleyenlerin olması size doğru yere geldiğinizi anlatacaktır.

Ohrid Pazarı

Köftecilerin arka tarafına denk gelen bölgede taze sebze ve meyve alışverişinizi yapabileceğiniz her gün kurulan Ohrid sabit pazarı bulunuyor. Ayrıca kasapların olduğu bir alan var. Biz ertesi gün para bozdurmak için girdiğimiz ve Müslüman olduğunu anladığımız döviz bürosundaki amcadan nereden iyi et alabileceğimizi sormuştuk. Onun tarifleri ile hemen Goce Delchev’in bitiminde kıvrılan cadde Abaz Emin Caddesi 19 numaraydı yanılmıyorsam. Köşe başındaki kasaptan almıştık. Ancak kasaplar çok geçe kalmadan kapatıyorlar hatırlatalım.

Arabayla Avrupa Seyahatinde Püfler…

Etinizi müsait olduğunuzda kavurup öğünlük olarak buzdolabı poşetlerinde derin dondurucuda dondurabilirsiniz. Yolculukta araç buzluğunda buz torbaları arasında muhafaza ederseniz vardığınız yerde kısa sürede yemeğinizi hazırlarsınız. Bizden hatırlatması. Neyse Arabayla Balkanlar Turunda yemek tarifi tüyolarını da verdikten sonra dönelim tekrar Ohrid izlenimlerimizi paylaşmaya.

Ohrid Çınar Meydanı ve Koca Çınar

Ohrid Gezi  Rehberine göre varacağınız Ohrid Çarşısındaki havuzlu meydan, Ohrid Çınar Meydanı (Ploštad Kruševska Republika). Burada 800-900 yıllık çınar ağacı (Čınar)  karşınıza çıkacak.

Korunmaya çalışılan çınar ülkenin en yaşlı ağacı olmakla kalmayıp dünyadaki en eski ağaçlardan biriymiş. Ağacın geçmişte küçük bir berber dükkanına ve küçük bir kahveye ev sahipliği yaptığı söyleniyor. Ayrıca biliyor musunuz İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önde gelen isimleri tarafından Mesrutiyet fikri bu anıt çınarın altında görüşülmüş. Meydanda Osmanlı Döneminden kalma yapıları göreceksiniz. Ohrid Halveti Dergahı ile iç içe Zeynel Abidin Paşa Camisi (Teće Zejnel Abedin Paša) ve Ali Paşa Camisi.

Çınar Meydanından sahile doğru sokağından (Makedonski Prosvetiteli) yürümeye devam ederseniz sağlı sollu yer alan hediyelik eşya dükkanları yer alıyor. Telkari gümüş işlemeciliği, deri mamulleri, ahşap oyma, bakır mağazaları. Yalnızca Ohrid Gölünde yetişen Plasika balığının pullarından üretilen kentin meşhur incilerinin satıldığı pek çok dükkan da burada.

Ohrid Sahili ve Limanı

Ohrid Gezilecek Yerlerinden sahildeki liman ve meydana geldiğinizde Kiril alfabesini bulan, Slav azizler St. Kiril ve St. Metodiusun heykellerini görürsünüz. Öğrencilerinden bilim adamı, yazar, Ohrid Edebiyat Okulunun kurucusu, koruyucusu olduğu Ohrid şehrini elinde tutan Piskopos Aziz Kliment Heykeli ve Aziz Naum Heykeli de burada.

Ohrid Eski Şehir

Ohrid Şehrinin ve gölünün güzel manzarası eşliğinde sahildeki yolda (Kej Marsal Tito) yürüyebilirsiniz veya Meydandan Ohrid Eski Şehir’e dalıp sokaklarını dolaşabilirsiniz.

Arabayla Ohrid Gezisinde yemeğin ardından Antik Dönemin Işık Kenti ( Liknidios), günümüzün incisi Ohrid’in Arnavut kaldırımı dar sokaklarından Tsar Samoil’den Eski Şehre giriyoruz. Eski Türk mimarisi evlerinin arasında bu bölgedeki en büyük Orta Çağ kiliselerinden Ohrid Ayasofya Kilisesine (Sveta Sofija, Света Софија) kadar yürüyoruz. Ohrid’i gece ışıklarında geziyoruz. Hemen yolumuzun üstüne  14. yy’da yapılmış Sv. Bogorodica Bolnička ve yanındaki Sv. Nikola Bolnički kiliseleri çıkıyor. Küçük kiliseler çevresindeki evler ile karantina istasyonu olarak kullanılıyormuş. Türklerin gelmesi ile hastaneye dönüştürülmüş. Gelen denizcilerin bu hastanelerde 40 gün kaldıktan sonra şehre girmelerine izin verilirmiş.

Kiliselerden biraz ileride bir zamanlar Robev Ailesinin yaşadığı günümüzde Ohrid Ulusal Müzesi ( Naroden Muzej) olarak kullanılan Ohrid Robev Evi bulunmakta. Mimari tarzı ile bir başyapıt kabul ediliyor bu gösterişli konak. Konakta yer alan müzede eski çağlardan kalma arkeolojik eserlerin yanı sıra Ohrid’li sanatçıların eserleri sergilenmekte. Müzenin yanındaki El İşi Kağıt Atölyesi yer alıyor.

 Ohrid Ayasofya Kilisesi

Şehirdeki en büyük kilise Ayasofya (Sv. Sofija) Kilisesi. Başlangıçta Bulgar Ortodoks Kilisesi, sonra Ohrid Başpiskoposluğu, Osmanlılar döneminde de cami olarak kullanılmış. Kapatılan freskler 1950-56 yıllarında yapılan kapsamlı koruma çalışmalarıyla görünür hale gelmiş.

Ohrid Aya Sofya Kilisesi Giriş Ücreti: 100 MKD

Ohrid Gezi Notlarına göre St. Sofia Kilisesinden yukarı yürüdüğünüzde tepenin doğu ucunda Üst Şehir Kapısı yakınında sizi Helenistik-Roma dönemi tiyatrosu karşılar. Tepede ise X. yy’dan kalma Samoil Kalesi (Samoilova Tvrdina) enfes Ohrid manzarası vaat eder.

Biz, Ohrid gecesini loş sokak lambalarının ışığında gerimizde bırakıp evimize dönüyoruz.

Okurum, seyahat ederim, oluşurum.- DerekWalcott-

GÜNEYE ÖZLEM

Eğer benim kartal gibi kanatlarım olsaydı
Ben yükselseydim ve onlarla uçsaydım
Kendi yerlerimize gideyim
İstanbul’u göreyim, Kukuşu göreyim
Ve göreyim orada da güneş
Burada olduğu gibi loş parlıyormu

Güneş buradaki gibi beni karşılıyorsa
Eğer Güneş halen loş parlıyorsa
Ben uzun yollar için hazırlayacağım kendimi
Başka kıyılara kaçarım belkide
Nerede güneş beni parlayarak selamlayacak
Nerede gökyüzünde yıldızlar dikili olacak

Burası karanlık, ve karanlık sarıyor etrafımı
Karanlık bir sis tüm dünyayı kaplıyor
Burası karlı, donlu ve küllü
Sert rüzgarlar esiyor ve fırtınalar kopuyor
Sis her tarafta, dünya buz tutmuş
Göğüslere soğuk işlemiş, düşüncelere karanlık

Hayır ben artık burada duramam
Hayır ben artık bu soğukta dayanamam
Bana kanatlar verin onları takayım
Ve yükselip onlarla uçayım
Kendi yerlerimize ben gideyim
Ohriyi göreyim, Strugayı göreyim

Orada gündoğumu ruhu ısıtıyor
Güneş ışınları günbatımıyla dağlarda kaybolur
Orada doğa büyük bolluk içinde hediyeler gibidir
Zengin doğanın gücüyle yayılır
Tertemiz sularıyla gölleri içimizi açar
Ve rüzgar karanlıkları süpürür önümüzden

Ovalarına veya dağlarına bir bak
Her yerde adeta ilahi bir güzellik
Orada kalbimle bir kaval çalayım
Güneş batsın bense hayata gözlerimi yumayım

Konstantin Miladinov Makedon şair (1830-1862)

“Arabayla Avrupa Turu” Yolculuğumuzun 3. Günü Sonu 

Arabayla Avrupa Turu Gezi Yazılarım Arabayla Ohrid ve Sveti Naum ile devam ediyor.

Leave a Comment