Akşam Güneşinde Taşkent Poçitel-ARABAYLA POÇİTEL (Bosna Hersek)

Arabayla Avrupa Turu” Poçitel – 15 Ağustos Cumartesi Yolculuğumuzun 7. Günü

Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.- Aliya İzzetbegoviç

Kendime Mesaj

Dik dur!
Yıldızların altında nasıl başı eğik durursun
Hangi yoldan gidersen git
Sonunda ölüm bekliyor
Ve her şey felaketle sonuçlanıyor
Sen de öleceksin
Bu dünya da ölecek
Bu yüzden dik dur

Aliya İzzetbegoviç (1925-2003) (Ölüm Döşeğinde Yazdığı Şiir)

Dubrovnik’den Poçitel’e Yolculuk

Birkaç saate sığdırılmaya çalışılan Hırvatistan gezilecek yerlerden Dubrovnik Eski Şehir gezimizin ardından bugünlük Hırvatistan gezimizi bitirip düşüyoruz yine yollara..

Geride kalan Dubrovnik’e veda ederken Lokrum Adası tüm güzelliği ile yan tarafta uzanıyor. Bosna Hersek’e yol alacağız günün kalanında. Osmanlıdan günümüze kalan Arabayla Poçitel var rotamızda ve ardından da Mostar. Ben Dalmaçya Kıyıları gezi rehberinin söylediği gibi kıyıdan gidip iki kez sınır kapısından geçeceğimizi beklerken bizim Tomtom vuruyor bizi dağlara. Tek sınır geçmenin iki sınır geçmekten iyi olacağına karar vermiş olmalı ki bizim için pek sakıncası da yok hani gideceğimiz yer haritada aynı mesafe gibi. Denizi ardımızda bırakıp virajlı dağ yolundan ilerliyoruz, Brgat Gornji sınır kapısına geldiğimizde bekleyen uzunca bir araba kuyruğuna takılıyoruz. İyice dağların arasında olduğumuzdan mıdır nedir hava dışarıda nefes alınamayacak bir vaziyette bungun sıcak. Çaresiz klimayı dolayısı ile arabanın motorunu susturmayıp yarım saati aşkın bir süre sıranın bize gelmesini bekliyoruz.

Bu zamana dek yolculuğumuz Hırvat otoyoluna denk gelmediğinden yol için herhangi bir ücret ödemedik. Bosna Hersek’te Mostar’a kadar yol gidiş geliş iki yönlü yol, otoban yok ama Bosna Hersek yollarının kalitesi de Hırvatistan yolları gibi güzel.

Evet artık Bosna Hersek topraklarındayız. Yakın bir geçmişte çok çok büyük acılara tanık olmuş, katliamların yaşandığı topraklar. Yöneticisi Tito’nun üfleyerek havada tuttuğunu söylediği, nefesi bittiğinde akıbetinden endişelendiği kristal küresi Yugoslavya, Tito’nun ölümünden sonra halkın arasına nifak sokulup, milliyetçilik duyguları körüklenerek yıllarca birlikte yaşayıp, birlikte gülüp ağlayan, birbirinden kız alıp veren milletlerin bölünmeleri ama bu bölünme sürecini son derece vahşi ve kanlı bir şekilde yaşamaları.

Arabayla Avrupa Turumuzda gezdiğimiz Eski Yugoslavya toprakları son derece verimli, öyle güzel öyle büyük ki bölünmeseymiş bugün bambaşka konumda olabilirdi. E böyle bir şeye sizce izin verirler miydi tabi ki vermezler. Sırpların Hırvatlar ile, ikisinin birden dönüp Boşnaklar ile savaşı ve Sırplar tarafından gerçekleştirilen ve pek tabi sözüm ona uygar Batı Dünyasınca gerçekleştirilmesine göz göre göre izin verilen Müslüman Boşnak katliamı. 1992-1996 yılları arasındaki kana doyan, acı ile yoğurulan bu topraklarda gezi yapıp yapmamayı başlangıçta çok düşündüm, karar vermekte zorlandım ve Bosna Hersek gezisini Mostar’da bitirmeyi uygun gördüm. Saraybosna benim için hüzün dolu bir yolculuk olacağından belki bir dahaki sefere hazır hissettiğimde diyorum.

Akşam Güneşinde Güzel Poçitel

Güneş artık alçalmaya yüz tutmuşken Bosna Hersek gezi noktalarından Arabayla Poçitel ’e geldiğimizi gösteren tabela ile birlikte Poçitel’in kalesi ve saat kulesi önümüzde beliriyor.

Počitelj’in Boşnakçada manası başlangıç noktası imiş. Bosna Kralı 1. Stjepan Tvrtko tarafından 1300 lerin sonlarında kurulduğu düşünülen şehir, 1471 senesinde Macar garnizonu iken Osmanlılar tarafından fethedilmiş ve tam 400 yıl boyunca Osmanlılar hükmetmişler buralara.

Arabayla Poçitel Gezi Rehberimizin yazdığına göre 1662 yılında Evliya Çelebi’nin de yolu düşmüş bu kente. Seyahatnamesinde küçük ama muhkem bir kale diye tanımlamış Poçitel’i. Adına uygun Osmanlıların sınır karakolu olan Poçitel, denize çıkan ticaret yolu üzerinde olması nedeni ile yol üstü mola yerlerinden biriymiş, ancak stratejik önemini 1878 yılında Bosna-Hersek’in Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yönetimine girmesi ile kaybetmiş. Bosna Savaşında Hırvat güçlerince yakılıp, yıkılmış, ahalisi göçe zorlanmış. 2000 senesinden bu yana Bosna-Hersek Devlet Federasyonu tarafından daimi koruma programı uyarınca tarihi dokusunun tekrar canlandırılması ve korunması, yerlerinden edilen halkın geri dönüşü için çalışmalar başlatılmış. 1996 senesinde ise Dünya Kültür Mirası listesine seçilmiş.

Akşam vakti yaklaştığından ortalık daha sakin, günden kalan hediyelik eşya satıcıları da artık  tezgahlarını topluyorlar.

Arabayla Poçitel Gezisi; Muhteşem Neretva Irmağının kenarından başlayıp basamak basamak yükselen taş kentin yukarıya uzanan Arnavut Kaldırımı taş medivenlerinden yürüyerek tırmanmaya başlıyoruz.

Akşam güneşi kalan son ışıklarını Poçitel’in üzerine doğrultmuş. Köyün ve kalesinin taş duvarlarında yansıyıp geçmişteki görkemini bize anlatmak istercesine parıldıyor.

Yükseklere çıktıkça Neretva Nehrinin kıyısındaki dik yamaçta kurulmuş kentin tarihi dokusu büyüleyici güzelliği ile nefes kesiyor. Zaman içinde önemini yitirmesinden dolayı yalnızlaşan, ıssızlaşan kentin ot biten sokakları yanı başından geçirilen Mostar’ı Adriyatik’e bağlayan yol ile turistlerin ve sanatçıların dikkatini çekmeyi başarmış.

Gavrankaptan Evi

Köyün dikkat çekici yapısı olan 16. ve 17. Yy’lar da inşa edilen bir büyük, iki küçük binadan oluşan Gavrankaptan Evi 1960’lı ve 70’li yıllarda Uluslarası Sanat Kolonisi için sanatçı konaklama alanına dönüştürülmüş. 1993 yılındaki savaşta yıkılan ev 2003’te restore edilerek tüm dünyadan sanatçılar davet edilmiştir.

Hacı Aliya Camii

Yolumuz mu getirdi minaresini görüp biz mi yöneldik önümüze çıkan Hacı Aliya Camisi. Bahçesine girip caminin oymalı kapısına yöneldiğimizde kapısının önündeki tezgahlarda hatıra eşyalar satan bir kadın hemen yanımıza gelerek girişin ücretli olduğunu söylüyor. Artık camilerimize de bilet ile mi gireceğiz diyorum, bizim Türk olduğumuzu anlayıp geçebilirsiniz diyor. Konuşmalarımızı duyup yanına gelen kocasına da Türkiye’den geldiğimizi belirtiyor. Camiye girmek için ücret ödemek ters gelmiş olsa bile camiyi gezip duamızı yaptıktan sonra içeride bulunan bağış kutusuna para atmaktan geri durmuyoruz tabi. Arabayla Poçitel Gezi Rehberimizin yazdığına göre Hacı Aliya Camisi 1562’de Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmış.

Aydınlık çok güzel bir cami. Bosna Savaşına kadar gelen cami 1993’te Hırvatlarca dinamitlenmesi sonucunda kubbesi yıkılmış, duvarlarındaki taşlar orijinal, mihrabı ve mimberindeki beyaz yerleri yeni imiş. Savaşta yara alan caminin eski taşlarını bahçesinde görebilirsiniz.

Poçitel’i Gezmeye Devam

Tırmanmaya devam ediyoruz. Kalenin heybetli kulesine doğru yollar daha bir patika yola dönüşse de buraya kadar gelmişiz çıkmadan olmaz.

Yukarıya çıktıkça Poçitel’in gezi noktalarından saat kulesi, camisi, hamamı, medresesi, yeşillikler içinde saklı taş evlerin doyumsuz manzarası gerçekten çok güzel.

Hele kulenin oradan vadiye bakıp da bir kez daha iyi ki gelmişim diyorsunuz.

Zaman içinde bir yolculuk yapacağınız bu büyülü köy uğramanızı sonuna kadar hak ediyor.

Köyün sokaklarında gezerken evinin önünde soğuk sular satan teyzeden gül şerbeti alın için, yada amcaların tezgahlarda sattıkları meyvelerden alıp tadına bakın, yada yada meydana bakan şirin kahvede oturup çay için ince belli bardaklarda inanın pişman olmayacaksınız.

Yolumuz Mostar’a

Neretva’nın kıyısında yer alan Bosna Hersek’in güzel köyü Poçitel’i geride bırakıp yarım saat sonra Mostar’a ulaşıyoruz. Varmadan önce mesajlaştığımız Amar’a telefon edip geldiğimizi bildirince bizi karşılamaya geliyor.

Mostar Konaklama

Booking.com dan kiraladığımız üç odalı Apartment Exclusive adlı evimizin iki banyosu var.

Kocaman salonun bir ucunda yer alan mutfağı da gayet modern duruyor. Son derece temiz olan ev iki ailenin rahatlıkla aynı anda konaklayabileceği şekilde.

Amar’a evin ücretini öderken bize gün içinde Mostar Köprüsünden Red Bull organizasyonu ile atlayışların yapıldığını söyleyince kaçırdığımız için hayıflanıyoruz ama ne yapalım her şey kısmet ile.

Gecede Mostar’ın Güzelliği

Eve yerleşip kendimizi Mostar’ın sokaklarına atıyoruz. Ev merkeze çok yakın, Boşnakların yaşadığı tarafta yer alıyor.

Caddeden doğru yürüyünce Mostar’ın dillere destan köprüsüne geliyoruz.

Hava çoktan kararmış olmasına rağmen nefes almak yine de imkansız, o derece sıcak ve rutubetli.

Köprüyü geçip biraz turlayıp tekrar geri dönerek acıkan karnımızı doyurmak için restorana girip köprü manzarasına karşı oturuyoruz.

Gece ışıkları altında Mostar Köprüsü muhteşem duruyor.

Hiç kimse intikam peşinde koşmamalı sadece adaleti aramalıdır. Çünkü intikam sonu olmayan kötülüklerin de kapısını açar. Geçmişi unutmayın ama onunla da yaşamayın. -Aliya İzzetbegoviç

Gün sözde güneşli
sen sözde neşeli
geçiyorsun sözde gören yok

herkes sözde güzel
herkes sözde rahat
herkes sözde çılgın

sen de sözde mutlu

sözde her yerde barış
sözde kuşlar özgür
sözde yarınlar elimizde

vicdan sözde tertemiz
sözde bunu güneş de biliyor
sözde yürek türkü söylüyor

sözde herkes herkesi düşünüyor
sözde herkes birbiriyle dost
sözde herkes düşünüyor
seni
ve dünyayı

ve sözde gün ağarıyor
ve sözde sen gülüyorsun
ve sözde hiçbir şeyin ağarmıyor

Enes KİŞEVİÇ  (doğum tarihi:1947- Bosna Hersek)
Çeviren : Fahri Kaya

Arabayla Avrupa Turu Bosna Hersek’te Yolculuğumuzun 7. günü Sonu

Bir Sonraki Yazım Arabayla Mostar (Bosna Hersek)

Leave a Comment