Şeker Tadında Dinkelsbühl-ARABAYLA ROMANTİK YOL#7

Arabayla  Avrupa Turu” Dinkelsbühl- 25 Ağustos Salı Yolculuğumuzun 17. Günü Devam Ediyor

Ben buralı değilim. – Heinrich von Kleist-

Hayatın Çağları

Fırat kıyısındaki şehirler!
Palmir’in yolları!
Ve ey çölün ovalarındaki sütun ormanları,
Ne oldunuz?
Siz ki aşıyordunuz hudutlarını
Bütün yaşıyanların,
Fakat göklerin estirdiği yeller
Ve yaktıkları ateş
Aldı başınızdan taçlarınızı;
Bense şimdi
Bulutlar altında oturmaktayım,
Her birinde bir huzur olan bulutların,
Karacaların dolaştığı kırlarda
Göğe doğru yükselen nefeslerin.
Ölü ve yabancı görünüyor gözüme
Ruhları o eski mesutların

Friedrich Hölderlin

Almanya Romantik Yol’da bugün Landsberg am Lech’den sonra ikinci durağımız Arabayla Dinkelsbühl Şehri. Bavyera’nın Wörnitz Vadisinde konuşlanmış tarihi geçmişi 8. Yy’a, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun başlangıcı sayılan Karolenj İmparatorluğuna dek uzanan 11.600 nüfuslu tarihi yerleşim yeri. Yaklaşık yolumuz 150 km.

Romantik Yol’da oraya kadar başka gezilecek yer yok mu derseniz var tabi ki. Sırası ile M.Ö. Romalılar tarafından kurulan, Bavyera’nın üçüncü büyük şehri ve en eski şehri Augsburg, Tuna ve Wörnitz Nehirlerinin kesiştiği yerde bulunan şehir Donauwörth ve milyonlarca yıl önce göktaşının çarpması sonucu oluşan kratere kurulmuş şehir Nördlingen Romantik Yol Şehirlerinden.  Neden uğramadınız derseniz alelacele gezmekten yana olmadığımızdan kısıtlı zamanda tercih yapmak zorundaydık bir. Augsburg’un gezilecek güzel yerleri olmasına rağmen büyük şehirlerden çok Romantik Yol’da küçük şehirleri gezmeyi hedeflemiştik iki. İncelediğim Romantik Yol Gezi Yazılarında Dinkelsbühl bizde daha çok ilgi uyandırmıştı üç. Yine de zamanınız elveriyorsa siz diğer şehirleri de görmeden geçmeyin derim ben. Eminim her bir kent ayrı ayrı pek çok güzellik barındırıyor.

Dinkelsbühl

Gelelim Almanya’daki en iyi korunmuş Ortaçağ şehirlerinden biri olan Dinkelsbühl’e. Romantik Yol üzerinde mutlaka gezilmesi gereken şehirlerden bu güzel yer. Dinkelsbühl Gezi Notlarımıza göre 8. Yy’da kurulduğu düşünülen şehir, Kutsal Roma döneminde Kuzey Denizinden İtalya’ya uzanan kuzey-güney yolu ve Ren Vadisinden Prag’a uzanan doğu-batı yolu gibi iki büyük Ortaçağ ticaret yolunun kesişme noktasında yer almasından ötürü çok merkezi bir yerleşim yeri olmuş. Kent zenginliğini yünlü kumaş üreticileri ve demirci zanaatkârlarına borçluymuş.

13.Yy’da imparatorluktan bağımsız bir şehir haline gelen Dinkelsbühl 10. Yy surları ve 12. Yy kuleleri ile çevrili. Almanya’nın en iyi korunmuş şehirlerinden birisiymiş öyle ki şehir manzarası 400 yıldan beri büyük ölçüde değişmemiş düşünebiliyor musunuz? Biz mahallemizde dün geçtiğimiz sokağı bugün yerinde bulamıyoruz. 19. yüzyılın başlarında Bavyera Kralı I. Ludwig’in tarihi binaları koruma ve onları yıkıma karşı koruma kararı da bu güzelliklerin günümüze ulaşabilmesini sağlayan nedenlerinden bir diğeri imiş.

Haydi Artık Dinkelsbühl’ü Yürüyerek Gezelim

Otuz Yıl Savaşlarının sekiz kuşatmasından başarı ile çıkan ve II. Dünya Savaşının bombardıman uçaklarının da her nasılsa görmediği Dinkelsbühl Eski Şehrinin dört kapısı var. Wörnitz Nehrine açılan Wörnitztor, Nordlingen‘e giden yolda Nördlinger Tor, Rothenburg ob der Tauber yönünde Rothenburger Tor ve Segringen Yolunda Segringer Tor.

Nehrin ve yanındaki yeşilliklerin ardında uzanan tarihi surlar ile çevrili Eski Şehir manzarası nasıl muhteşem bir yer ile karşılaşacağımıza dair ipuçları veriyor aslında. Dinkelsbühl Gezi Rehberine göre uzakta şehrin güneydoğusundan gelecek saldırılara karşı emniyeti açısından yaklaşık 1400’lerde inşa edilmiş Nördlinger Tor ve fotoğrafın en solundaki bina şimdilerde 3D Müzesine ev sahipliği yapan değirmen. Daha yakında görünen dik eğimli çatılı ve yarı ahşap kule ise şehrin simgelerinden biri olan ismini kule bekçisi ve tabakçı Hans Bäuerlin’den alan Bäuerlinsturm.

Eski Belediye Meydanı

Arabayla Romantik Yolda Eski şehirde konaklayacak iseniz eşyalarınızı indirmek için şehre aracınız ile girebilirsiniz ancak otelinizin park alanı yoksa aracınızı surların dışındaki park yerlerine bırakmalısınız. Biz de arabamızı park yerine çekip Wörnitz Kapısı’ndan (Wörnitztor) Eski Şehre giriyoruz. Dinkelsbühl Gezi Rotasında Eski Belediye Meydanı (Altrathausplatz) üzerinde bulunan Eski Şehrin dört kapısından en eskisi Wörnitztor şehrin tahkimatlarının genişletilmesi ile 14. Yy.’ da yükselmiş. Rönesans üçgen çatısı ve çan kulesi ise 16. Yy’ da yapılmış. Arnavut kaldırımlı Eski Belediye Meydanı, meydana adını veren Taş Ev olarak da bilinen Eski Belediye Binası, birbirinden şirin üçgen yüksek çatılı, rengarenk evleri, 16. Yy’ dan kalma Aslan Çeşmesi (Löwenbrunnen) ve tabi Wörnitztor ile çok güzel.

Taş Ev kent soyluları tarafından 14. Yy’ da yaptırılmış, 16. Yy’ da bölümler eklenmiş, 1855 yılına kadar Belediye Binası (Alte Rathaus) olarak kullanılmış. Günümüzde ise kentin 800 Yy’ lık tarihini gözlemleyebileceğiniz Dinkelsbüh Tarih Müzesi’ne (Haus der Geschichte) ev sahipliği yapmakta. Dini heykeller, hazineler, antika silahlar, zırhlar, yünlü kumaş ticaretinde kullanılan aletler, portrelerin sergilendiği binada bulunan turizm bürosundan hemencecik turistik kent haritanızı da edinebilirsiniz.

Dinkelsbühl Tarih Müzesi “Haus der Geschichte” her gün açıktır.

Dinkelsbühl Tarih Müzesi Çalışma Saatleri

Kasım-Nisan: 10:00-17:00

Mayıs-Ekim : Pazartesi’den Cumaya: 09:00-18:00, Cumartesi

Pazar ve resmi tatil günlerinde ise 10:00-17:00 arasındadır.

Dinkelsbühl Tarih Müzesi Giriş Ücretleri

Tam                                   : 4,00 €

Çocuk (6-16 yaş)               : 2,00 €

Aile                                    : 9,00 €

6 yaşından küçük çocuklar: Ücretsiz

Tarih Müzesinden bahsetmişken, kent tarihinde çok önemli bir yer tutan şehrin İsveç işgalinden kurtuluşu kutlamalarından da söz edelim. Şehir halkı bu işgalden çocuklar sayesinde kurtulduklarına inanıyor. Her yıl Temmuz ayı gelince bu tarihi olayı Çocuk Festivali (Die Kindeerzeche) olarak adlandırdıkları bir festival ile kutluyor.

Katolik Aziz George Manastır Kilisesi (Münster Sankt Georg)

Altrathausplatz Meydanı’nın bir köşesinde 15. Yy’ın ikinci yarısında inşa edilmiş Katolik Aziz George Manastır Kilisesi’nin arka tarafı görünmekte. Tonozlu çatısının on bir çift sütun ile desteklendiği kilise Güney Almanya’daki en güzel geniş geçitli Gotik kiliselerden biridir. Kulesinin merdivenlerinden tırmanmayı göze alırsanız tarihi kentin kuş bakışı güzel manzarasını seyredebilirsiniz.

Dinkelsbühl Aziz George Manastır Kilisesi Ziyaret Saatleri

Her gün 09:00-19:00 (Yaz Aylarında)

09:00-17:00 (Kış Aylarında)

Dinkelsbühl Aziz George Manastır Kulesi açık olduğu zamanlar

Mayıs- Eylül Cuma, Cumartesi, Pazar Günleri (Sadece iyi havalarda): 14:00-17:00

Az. Paul Protestan Kilisesi (Sankt Paulskirche)

Dinkelsbühl Gezisinde Aziz George Manastır Kilisesine doğru devam ederken solumuzda kalan bir başka kilise var.

Karmelit Tarikatı’nın Manastır Kilisesi’nin yerine Neo-Bizans tarzında 1840-1843’te inşa edilen Az. Paul Protestan Kilisesi. Kilise günümüzde Müzik Koleji tarafından kullanılıyormuş.

Az. George Manastırı’nın önündeki iki küçük çocuğun can kulağı ile dinlediği adam heykeli Dinkelsbühl’lü çocuk hikayeleri yazarı ve eğitimci Christoph von Schmid’in heykeli imiş.

Pazar Meydanı (Marktplatz)-Şarap Pazarı (Weinmarkt)

Dinkelsbühl Turunda ileride birbirinden güzel sıra sıra dizili evlerin olduğu meydan, Şarap Pazarı olarak bilinen Pazar Meydanı. Kilisenin hemen karşı köşesinde yer alan çatısı zarif kuleli, koyu kırmızı badanalı, saatli bina 1546’da İmparator V. Karl’ın, 30 Yıl Savaşları sırasında 1632’de İsveç Kralı Gustav Adolf gibi önemli kişilerin konakladığı eski Alderman Hanı. Günümüzde Dinkelsbühl Şehir Kütüphanesi’ne (Stadtbibliothek) ev sahipliği yapıyor. Bitişiğindeki basamaklı çatılı sarı bina bir asilzade evi. Onun yanındaki 1400’lerden kalma bina ise ahşap işlemeler ve şarap ve ihtişamın tanrısı Bacchus heykelleri ile süslü geç Rönesans cepheli harika bir bina olan Alman Evi dir (Deutsche Hause).

Kutsal Ruh Protestan Kilisesi (Heilig-Geist-Kirche)

Pazar Meydanının devamı olan cadde Dr. Martin Luther Caddesi Dinkelsbühl Gezilecek Yerlerinden Eski Şehrin bir diğer kapısı Rothenburg Kapısı’na (Rothenburger Tor) çıkıyor. Kapıya gelmeden sağda hardal sarısı duvarları ile dikkatleri çeken Kutsal Ruh Protestan Kilisesi yer almaktadır.

Kuruluşu 1280 olup kilise 1380 de inşa edilmiş ve 1500’lerde yenilenmiştir. Bitişiğindeki üç kanatlı bina bir zamanlar hastaneymiş. Ortaçağ’da kenti veba hastalığından korumak için surların dışındaymış. Güzel bahçesinde ise Noel Pazarı kuruluyormuş.

Segringer Kapısı (Segringer Tor)

Yürüyerek Dinkelsbüh Gezisinde Şehir Kütüphanesinin yanından devam eden Segringer Caddesi sizi şehrin Segringer Kapısı‘na götürecektir. 1648’de 30 Yıl Savaşları sırasında İsveç kuşatmasında yıkılan kapı 1655’te Barok tarzda tekrar yapılmış. Kapının yanındaki merdivenler şehir hendeklerine iniyormuş.

Romantik Yol Gezisinde Dinkelsbühl’e zaman ayırırsanız asla pişman olmayacağınız şehirlerden. Eğer yakın zamanda gidemeyecek iseniz şimdilik şehrin sanal turu ile idare edin. Bana hak vereceğinize eminim. Dinkelsbühl Eski Şehir sanal turu için tıklayın.

Modern zamanların bu saklı hazinesi gezilmeye doyulmuyor. İstemeyerek de olsa yolumuza devam etmeliyiz ki Romantik Yoldaki ikinci evimize vaktinde varalım. Birbirinden güzel şeker renginde masal dünyasının evleri ile bezeli taş sokakları arkamızda bırakıp Eski Kentten ayrılıyoruz.

Dinkelsbühl yeşillikler arasından nazlı nazlı akan Wörnitz’in süslediği surları ve sevimli küçük burç “Dreigangsturm” ile adeta hafızalarımıza kazınıyor.

Gürgen Kralı

Kim bu süvari, gece yarısı fırtınada giden?
Bir Baba ve çocuğu, atın üstünde binen
Oğlanı kollarıyla emince sarmış
Sımsıkı ve sımsıcak tutmuş, sormuş;

Oğul, neden korku içinde suratını gizlersin? –
Sen Baba, Gürgen Kralını görmez misin?
Gürgen Kralını, tacı ve şanıyla? –
Oğlum, o sadece bir sis kuşağı.-

‘Gel Çoçuk, gel, benimle gel!
Güzel oyunlar oynarım seninle, gel;
Sahilde kimi rengarenk çiçekler var,
Annemin kimi altın sarısı elbisesi var.’

Baba, Babacığım! Duymaz mısın,
Bana Gürgen Kralı neler söylüyor?
-Sakin ol, uslu kal, aman evladım;
Kuru yapraklarda yeller fışıldıyor-

‘Benimle, Şeker Oğlan, sen gelmek ister misin?
Kızlarım seni beklesinler, birbirinden güzeller;
Kızlarım gecelerin Reihn’ini sürerler,
Ve seni sallar, okşar, şarkılarıyla ser severler’

Baba, Babacığım! Görmezmisin orada
Gürgen Kralının kızlarını karanlıkta?
-Oğul, Oğlum, tabiki görüyorum,
Çorak çayırlar bayağı sol ışıldıyor.-

‘Seni seviyorum, endamın beni deli ediyor;
Gönüllü vermezsen, zorla alırım! ’ diyor
Baba, Babacığım! Şimdi bana dokunuyor!
Gürgen Kralı bana acı veriyor!

Babanın hali perişan, aha nal toplayacak,
Kuçağında çocuk, inim inim inliyor ancak,
İşte vardı, ulaştı son kıvraklığıyla, sefil;
Kuçağında çocuk, ölmüş, zavallı rezil.

Johann Wolfgang von Goethe
Çeviren: Musa Aksoy

Hedefleriniz yol haritası gibidir. Yürürken size rehberlik eder. Hayatınızın fırsatlarını size gösterir. – Les Brown –

Arabayla  Avrupa Turu” 25 Ağustos Salı Yolculuğumuzun 17. Günü Rothenburg Ob der Tauber‘de Devam Ediyor

Leave a Comment